Papuçsuz Şair!
Naci Sadullah, Ambasador Gazinosu’nu aradı.
Ses sanatçısı kadına
“Eğer akşam sahne alacaksanız sizi dinlemeye şair bir dostumu getireceğim” dedi.
“Elbette” dedi kadın.
O gece Naci ve şair dostu gazinoya gitti.
Kadını dinledi şair. Büyülendi.
Birkaç gün geçti haksız yere hapse attılar şairi.
“Ne getirelim?” diye sordu dostları şaire.
“Nutuk” dedi.
Atatürk’ün Nutuk’unu getirdiler.
Nutuk referansı oldu ve bir ‘destan’ yazdı şair.
Sonra sağlık sorunlarından Yakacık Sanatoryumu’na yatırıldı şair. Doktor “Hasta bu, hapis yatamaz” dedi.
Tahliye edilecekti.
Naci, haberi “çıkıyor bizim şair” diye müjdeledi.
Fakat bir sorun vardı.
Şairin papuçları erimiş ve giyilecek gibi değildi.
Naci, o sanatçı kadın dahil eşten dosttan para topladı ve şaire bir çift ayakkabı aldı.
Yakacık’a gittiler.
Verdiler pabuçları.
Bir çocuk gibi sevindi şair.
O kadın, anılarında o günü şöyle anlattı;
"Bizi bekliyordu üstat.
Tıraş olmuş, giyinip kuşanmıştı.
Ama ayaklarında terlik vardı.
Tabanı delik, dikişleri sökük papuçlarını, ne olur ne olmaz diye boyayıp hazır etmişti. Bizi görünce gözlerinde sevinç ışıkları belirdi. Yakacık'tan yola çıktığımızda bayrama çıkan çocuklar gibi şendi!
Özgürlüğün tadını çıkaran şair; insanlara, evlere, ağaçlara, kuşlara, bulutlara bir de papuçlarına...
gözleriyle okşar gibi bakıyordu.”
Yakacık’tan alırlar şairi.
Ahbapları olan Sertel evine giderler.
Sofrada şair yazdığı destandan şiir okur.
Sofrada herkes büyülenir.
Kadın, ''Keşke Atatürk de dinleyebilseydi'' der.
Ordaki herkes aynı düşüncedeydi.
Bir tek şair hariç.
Naci, hapisteyken destanı yayınlatmak istemiş, şair razı olmamıştı; ''Bu destanı, Atatürk'ten merhamet dilemek için yazdı diye düşünürler!”
düşüncesiyle...
Ayakkabısı olmayan şair
*Nazım Hikmet Ran
Sofrada okuduğu şiir
*Kuvayı Milliye Destanı
Nazım’ın sesine aşık olduğu kadın ise
*Safiye Ayla....
Nazım ile Safiye Ayla’nın dostluğu devam etmiş, Nazım Bursa’da yatarken Ayla kendisine destek olarak iletişimini sürdürmüştür.
✌️
YanıtlaSil