Kayıtlar

Kasım, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar

Resim
Bu öykü Malkara köylerinden alınmış  Belli bir kişinin dilinden yazıya geçirilmiş değildir. Çevrede herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye göre, çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı) köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep'i alıp aşırı köyüne götürür. Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası altı gün altı gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini kocası yollamadığı için tam yedi yıl göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gider

Atatürk'ün sağlık durumu !

Resim
  Atatürk ün sağlık durumu Atatürk’ün tedavisinde sorumlu (müdavi) hekimler Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp (1882-1948) ve Prof. Dr. Nihat Reşat Belger (1881-1961) ile onlara danışmanlık yapan (müşavir) hekimler Prof. Dr. Akil Muhtar Özden (1877-1949), Prof. Dr. Mustafa Hayrullah Diker (Asabiye), Prof. Dr. Süreyya Hidayet Serter (Dahiliye, Biyokimya) (1885-1945), Prof. Dr. Mim Kemal Öke (Hariciye) (1885-1955), Prof. Dr. Samuel Abravaya Marmaralı (1879-1953) ve Prof. Dr. Mehmet Kâmil Berk (1978-1958) idi. Maalesef bu hekimlerin hiçbiri Atatürk’ün sağlık durumu konusunda yeterli yazılı bir belge bırakmadı. Atatürk’ün özel hekimi Prof. Dr. Neşat Ömer İrdelp, 1938’de Sağlık Koruma Kontrol Genel Müdürü Dr. İsmail Asım Arar’a "... Benim kadar Atatürk’ü observe eden yoktur. Notlarım var. Bunlardan bir gün hatıralarımı yazacağım. Atatürk’ü yirmi sene kadar, annesini de on sene kadar tedavi altında bulundurdum > demesine ve Atatürk’ten on yıl sonra vefat etmesine rağmen hatıralarını yazmadı

Kasım Ayı hüzündür, yaprak dökümüdür

Resim
Kasım Ayı hüzündür, yaprak dökümüdür. Bir Ulu Hakanın ebediyete yolculuğudur. 8 Kasım 1938, Salı. Saat 19.00 suları... "Atatürk ağır komaya girmiştir. Başucunda bulunan Dr. İrdelp'e dikkatle bakmış ve "Aleykümselam" deyip kendinden geçmiştir. Atatürk'ün son sözü bu olmuş ve bu koma da son koma olmuştur." (Hasan Rıza Soyak'ın aktardıkları...) Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner               

Afrika'da her sabah

Resim
Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır, En hızlı çitadan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa öleceğini bilir. Afrikada her sabah bir Çita uyanır, En yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir. Çita ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur. Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin. Günaydın!