Meclis fotoğrafı "Atatürk 29 Ekim 1923 günü meclisten çıkış"
Atatürk fotoğrafları arasında en bilineni: 29 Ekim 1923 günü meclisten çıkış
Hepimizin bildiği o ünlü “Meclis fotoğrafında” saklanan öykü ise Mustafa Kemal’in babacan tavrını sergiliyor.
Bilmelisiniz ki o bilindik fotoğrafın öyküsü pek bilinmeyenler arasında yer alıyor.
Cumhuriyet tarihinin en büyük komutanlarından biri olan Fevzi Çakmak’ın kızını evlendirdiği gecedeyiz.
Kalabalık arasında Atatürk’ün dikkatini çeken bir çocuk var. Elinde fotoğraf makinesiyle şipşak fotoğraf çeken çocuğun yanına giden Başkomutan, çocuğun adını sorar. Ali Rıza, heyecanlanır ve bir anlık yutkunmanın ardından cevap verir. Cevabından sonra Paşa’nın şen kahkasıyla karşılaşır. Paşa, söze; “Benim babamın adının da Ali Rıza olduğunu biliyor musun?” sorusuyla devam eder. Üsküp’lü Ali Rıza, şaşkın ve bir o kadar gururlu dakikalar içinde Atatürk’ün fotoğrafçısı olma teklifini direkt birinci ağızdan alır.
Paşa’nın bir şartı vardır; ona artık “Sarı” lakabını takacak ve öyle seslenecektir.
29 Ekim 1923 tarihi, TBMM’nin Cumhuriyet rejiminin parlamentosu olduğu tarih olarak kayıtlara geçti.
O gün, Ankara’da yurdun geri kalanından ayrı bir bayram havası hakim.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ve devlet erkanı TBMM’nden çıkarken bu anı ölümsüzleştirmek isteyen gazetecilerin yarattığı hengame dillere destan…
Ulu Önder Atatürk, Cumhuriyet Bayramı kutlama töreni sonrası TBMM'den çıkacaktır.
Bu önemli anı görüntülemek ve tarihe mal etmek için fotoğrafçılar Meclis kapısının tam karşısında (Ankara Palas'ın önünde) yerlerini almışlardı.
Yedi sekiz kadar fotoğrafçı, o günün koşullarında güzel bir fotoğraf çekebilmek için fotoğraf makinelerinin sehpalarını en uygun yere yerleştirmek için çalışmaktadırlar.
Bunlar Atatürk'ü sürekli olarak izleyen ve biraz da birbirleri ile rekabette olan fotoğrafçılardır. Bu fotoğrafçılardan birisi de Atatürk'ün özel fotoğrafçılarından Ali Rıza Tuncay'dır.
Ali Rıza Tuncay zayıf, narin yapılı, beyefendi bir kişidir. O da kendisine güzel bir yer edinmek için uğraşmaktadır. Nedense, diğer fotoğrafçılar onu aralarında istemeyerek (belkide kaza ile) iterek yere düşürmüşlerdir. Büyük aksilik, Kazım Özalp ve diğer devlet ileri gelenleri TBMM kapısından çıkmışlar ve fotoğraflar çekilmiştir.
Bu önemli tarihsel anın fotoğrafını çekemeyen Ali Rıza Tuncay, üzüntüsünden ve sinirinden bir kenara çekilmiş ve ağlamaya başlamıştır.
Mustafa Kemal, durumu fark edince gerisin geriye dönüp seslenir:
“Hey Sarı! Söyle bakalım, neden ağlıyorsun?”
Sarı, durumu anlatır ve pişmanlığını dile getirir. İstiklal Savaşı’nı veren, Cumhuriyet’i ilan eden o kudretli lider ise etrafındakilere tek bir emir verir;
“şimdi içeri girip tekrar çıkıyoruz arkadaşlar…”
Çünkü Sarı’nın fotoğraf çekmesi gerekiyor.
Emir yerine getirilir ve Cumhurbaşkanı önde, bakanları, milletvekilleri dahil tüm kurmaylar sadece Ali Rıza’nın fotoğraf çekmesi için binadan yeniden çıkar ve Sarı’nın objektifine poz verirler!
Ve en klasik meclis ve Atatürk fotoğrafları arasına girecek bir fotoğraf ortaya çıkar.
Kaynak: Esprileri İle İçimizden Biri Atatürk,
İlknur Güntürkün Kalıpçı, Epsilon Yayıncılık, 1. Baskı, Kasım 2007. Sayfa:143
Yorumlar
Yorum Gönder