Ey Özgürlük

Fransız şair Paul Eluard 



Bir kadına aşık olur. Kararlıdır, onun için bir şiir yazacaktır. Paris kafelerinde otururken cebinden çıkardığı kağıtlara hep o şiiri yazar. Uzun bir şiir olacaktır bu. Dörtlüklerden oluşacak ve şiirin son dizesinde o çok sevdiği kadının adı olacaktır.

Bu sırada Naziler Paris’i işgal eder. İkinci Dünya Savaşı yaşanmaktadır. Şiiri yazmaya devam eder ama bakar ki her yerde baskı, zulüm, işkence, tutuklamalar, sokaklarda şiddet gören, öldürülen insanlar.. 

Çok sevdiği ülkesi ve kenti işgal altındadır. Şiir biter ama son dizeye sevdiği kadının ismini yazmaya gitmez bir türlü eli. Çok ister ama yazamaz.. 

Onun yerine o sırada aşk’tan daha da tutkuyla istediği şeyi yazar: Özgürlük.

Bu şiirin M.C. Anday ve O. V. Kanık tarafından yapılmış çevirisi aşağıda.. 

Çok uzun yıllar sonra Zülfü Livaneli bu şiirden çok güzel bir şarkı yapar. “Ey Özgürlük” diye. Konserlerinde çok istenen, herkesin coşkuyla dinlediği bir şarkı. 

Özgürlük gibisi var mı?  Her şey ondan sonra.

 

LIBERTE / ÖZGÜRLÜK


Okul defterlerime

Sırama ağaçlara

Kumlar kar üstüne

Yazarım adını


Okunmuş yapraklara

Bembeyaz sayfalara

Taş, kan, kağıt veya  kül

Yazarım adını


Yaldızlı tasvirlere

Toplara tüfeklere

Kralların tacına

Yazarım adını


Ormanlara ve çöle

Yuvalara çiğdeme

Çın çın çocuk sesime

Yazarım adını


En güzel gecelere

Günlerin ak ekmeğine

Nişanlı mevsimlere

Yazarım adını


Gök kırpıntılarıma

Güneş küfü havuza

Ay dirisi göllere

Yazarım adını


Tarlalara ve ufka

Kuşların kanadına

Gölge değirmenine

Yazarım adını


Fecrin her soluğuna

Denize vapurlara

Azgın dağın üstüne

Yazarım adını


Bulutun yosununa

Kasırganın terine

Tatsız kaba yağmura

Yazarım adını


Parlayan şekillere

Renklerin çanlarına

Fizik gerçek üstüne

Yazarım adını


Uyanmış patikaya

Serilip giden yola

Hınca hınç meydanlara

Yazarım adını


Yanan lamba üstüne

Sönen lamba üstüne

Birleşmiş evlerime

Yazarım adını


İki parça meyveye

Odama ve aynaya

Boş kabuk yatağıma

Yazarım adını


Obur köpekçiğime

Dimdik kulaklarına

Acemi pençesine

Yazarım adını


Kapımın eşiğine

Kabıma, kacağıma

İçimdeki aleve

Yazarım adını


Camların oyununa

Uyanık dudaklara

Sükutun ötesine

Yazarım adını


Yıkılmış evlerime

Sönmüş fenerlerime

Derdimin duvarına

Yazarım adını


Arzu duymaz yokluğa

Çırçıplak yalnızlığa

Ölüm basamağına

Yazarım adını


Geri gelen sağlığa

Kaybolan tehlikeye

Hatırasız ümide

Yazarım adını


Bir tek sözün  şevkiyle

Dönüyorum hayata

Senin için doğmuşum

Seni haykırmaya

Özgürlük …


Paul Eluard

Çev. Melih Cevdet Anday – Orhan Veli Kanık


 



Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin.

Delivered by FeedBurner

http://facebook.com/adnycl.blog          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

İzmir'in Semt Adları Nereden Geliyor

Bir Bornova Hikayesi

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Muhtar Çakmağı Hikayesi