Cemal Reşit Rey - ONUNCU YIL MARŞININ HİKAYESİ

Onuncu Yıl Marşını bizlere kazandıran, o coşkuyu yıllardır damarlarımızda taşımamıza vesile olan, ünlü bestekâr ve söz yazarı Cemal Reşit Rey'i aramızdan ayrılışının 35. yılı anısına (1904 - 7 Ekim 1985) saygıyla ve rahmetle anıyoruz. 


Yıl 1933. Genç Cumhuriyetin güçlü fertleri, cumhuriyetin 10’ncu yılını kutlamanın telaşı içindedirler. Her yönüyle, muhteşem bir kutlama düşünülmektedir. Çünkü: Cumhuriyet, elde edilmesinde, büyük emekler harcanan ve binlerce insanın kan döktüğü bir çabanın, mutlu sonucudur. Bu nedenle: on yıllık bir süreçte, büyük bir savaşın yıkıntılarını gideren, ülkede yeniden refah ve kalkınmayı sağlayan ve özellikle yurt dışındaki birçokları tarafından bu yükü kaldıramayacağına inanılan bu insanlar: muhteşem bir kutlama yapmak istemektedirler ki, dünya onların bu coşkusunu görsün ve Türkiye’nin, Cumhuriyetin daha yüzlerce yıl-binlerce yıl yaşayacağına inansınlar. Tüm bu coşkuyla: 11 Haziran 1933 tarihinde, TBMM den, Cumhuriyetin İlanının 10’ncu yıl Dönemi Kutlama Kanunu” çıkarılır.


3 gün-3 gece sürmesi planlanan kutlamalar için bir tertip komitesi kurulur. Özellikle köylerde, kutlamalar çerçevesinde, 3 gün süreli konferanslar verilir ve tiyatro gösterileri düzenlenir. Hazırlanan kitapçıklar, köylere dağıtılır. Hatta, bayram süresince, köylerde yaşayanlar ve köy komiteleri tarafından seçilenler, kentlerde konuk edip ağırlanırlar. Bazı konuklar, törenlerde katılımcı olarak yer alırlar. Sadece, Ankara’da, 600 yaya ve 1000 atlı olmak üzere, 1600 köylü vatandaş konuk edilir. Bunların kalması için, şehirdeki bütün okullar, 20 gün süreli olarak kapatılırlar. Çünkü: kentli-köylü arasındaki uçurumun kapatılması düşünülmektedir.


Kutlamaların özünde elbette bir marş da olmalıdır. Bunun için bir yarışma düzenlenir. Yarışma sonucunda o dönemde, Atatürk ve İsmet İnönü’den sonra, dönemin üçüncü büyük kişisi Recep Peker tarafından Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel’e marş olarak bestelenmek üzere, ortak bir şiir yazdırılır. Uzun uğraşılardan sonra ise 1904 Kudüs doğumlu, yani henüz 29 yaşında olan Cemal Reşit Rey tarafından, yazılan şiir bestelenir. Bestede marş, herkes tarafından rahatlıkla söylenebilsin diye, özellikle “mehter” ritmi kullanılır.


Hazırlanan marş Ankara’da, jüri önüne çıkarıldığında bizzat Cemal Reşit Rey tarafından, piyano başında seslendirilir. 


Çıktık açık alınla, on yılda her savaştan,

On yılda, on beş milyon genç yarattık her yaştan,

Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan,

Demir ağlarla ördük, Anayurdu dört baştan.


Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi; 

Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri! 

Bir hızda kötülüğü, geriliği boğarız, 

Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.


Türk'üz, bütün başlardan üstün olan başlarız; 

Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız. 

Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi; 

Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!


Türk milleti bu marşı özellikle son yıllarda benimsedi. Ulusal duygular ve ulusal coşku arttıkça, Onuncu Yıl Marşı dillerden düşmez oldu. Bilmeyenler öğrendi ve sevdi. Milyonlarca insanımızın belleklerine kazındı.


Pek çok yerde tanık oluyoruz.


Maçlarda, düğünlerde, nişanlarda, resmi toplantılarda, yemeklerde, akla gelen ve gelmeyen her yerde bu marş söyleniyor.


Hem de coşkuyla, inançla, gururla...





Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin.

Delivered by FeedBurner

http://facebook.com/adnycl.blog          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

İzmir'in Semt Adları Nereden Geliyor

Bir Bornova Hikayesi

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Muhtar Çakmağı Hikayesi