Şakir Paşa Ailesi ve Aliye

Şu kesin ki,

Osmanlı'nın son köklü ailelerinden Şakir Paşa ailesinin her bir ferdi, roman gibi bir hayat sürmüştür. Üç beş satırla geçiştirilecek bir durum değil elbette ama kimi ipuçları verdiğimizde, romanın ilk sayfalarını okumuş olursunuz..

Oğlu Cevat Şakir'le aynı kadına âşık olan Şakir Paşa'dan, babasına öfke duyup kana karışan Cevat Şakir'e, yani sürgünler sürgünü, maviler tutkunu, Bodrum âşığı Halikarnas Balıkçısı'na..
Ve Cevat Şakir'in kız kardeşi, küskünler kraliçesi, tabii ki aşkı için Arap çöllerine uzanan Fahrünnisa Zeyd'den, bir başka kız kardeş, ilk seramik sanatçımız, aslan yeleli pamuk prenses, yine büyük aşkların kahramanı Füreyya Koral'a..
Bir de kız kardeşlerin en küçüğü ve en renklisi Aliye'ye.. Ailenin "Alyoşa"sına.. Örneğine az rastlanan görkemli bir aşkın kahramanına..
Osmanlı'nın son sultanlarından Abdülmecid'in daveti üzerine İstanbul'a gelmiştir Carl Berger. Piyano virtüözüdür, hocalık yapmaktadır, konserler vermektedir..
Şakir Paşa Ailesi'nin, Dostoyevski'nin roman kahramanına benzettikleri için Alyoşa adını verdiği, delifişek, asi ve güzeller güzeli kızı Aliye'yle de bir biçimde karşılaşır Berger.. Ve hani "ilk görüş, ilk altın vuruş" derler ya, o andan itibaren büyük bir çekimle devam eder ilişkileri. Fakat Aliye'nin ailesi şiddetle karşıdır, bu tutkulu sevdaya. "Bir yabancıdır o, hem de çok yaşlıdır kızımızdan ! Biz ki Osmanlıyız, ne deriz ele güne karşı !.."
Aldırmaz Aliye. Köşkteki "lüküs hayat"tan, Beyoğlu Narmanlı Han'da izbe, minik bir eve taşınır ; Carl ile birlikte yaşamaya başlar. Hem de tam 26 yıl boyunca, aileden uzakta, sevdiğinin yanında, ailece yasaklanmış bir aşkın ferdi olarak..
Ama öyle bir 26 yıldır ki bu, yoğun bağlılığın yanı sıra, çatışmalar, gerginlikler, yokluklar ve kıskançlıklar da hiç eksik olmaz ! Mesela Aliye bir kıskançlık krizi sonrasında, Carl'la ilişkisi olduğuna inandığı genç bir kadını yaralar. Kurşunlar kadının kalbinin kıyısından geçmiştir. Carl'dan bir başka ayrılık sonrası, kendini Boğaz'a bırakır, intihara kalkışır Aliye. Sonra yine birliktelik, yine ayrılık be bir kez daha intihar girişimi..
Ve 26 yılın sonunda -nasıl oluyorsa- evlenmeye karar verir, Carl ve Aliye. Soyadını taşıdığı yaşam arkadaşıyla çeyrek asır sonra evlenmiştir Aliye, ancak beşinci ayın bitiminde kocasını kaybeder..
Carl'ın öldüğü gece, Şakir Paşa Ailesi'nin tüm fertleri kızlarının yanına gelmiştir, ancak, Aliye krizdedir, o da ölmek ister, bir kuyuya atar kendini, zorlukla kurtarılır..
Ve bir zaman sonra bütün bu iç sıkıntılı hayat, resim ve gravür yoğunluğuyla unutulmaya çalışılır. Aliye, bu ikinci hayatında büyük ödüller alır gravür ve resimleriyle. 1974'ün sonbaharında da, onlarca eserinin arasında son nefesini verir..
Cenazesinde, "Bu dünyadan, Şakir Paşa Ailesi'nden bir Aliye geçti, Alyoşa olarak göçüp gitti" diye fısıldanır kulaklara..

NEBİL ÖZGENTÜRK, "Babayani / Zamansız Yazılar"




Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin.

Delivered by FeedBurner

http://facebook.com/adnycl.blog          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

İzmir'in Semt Adları Nereden Geliyor

Bir Bornova Hikayesi

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Muhtar Çakmağı Hikayesi