Hrisantos'u ben öldürdüm...
Mondros Mütarekesi sonrası..
İstanbul resmen olmasa da fiilen işgal altında. İtilaf Devletleri gemileri İstanbul'a demirlemiş, askerleri sokaklarda istedikleri gibi davranıyor. Bu sıralarda Der-i Saadet toprakları ilk seri katiliyle tanışır.
Hristo Anastadiyadis Ahilya. Rum asıllı kabadayı, 5 sene boyunca İstanbul'da terör estirmiş, 13'ü polis 21 cinayet işleyerek
bu toprakların son yüzyılda gördüğü en azılı katil olmuştur.
Babası Ahilya 1910 senesinde Atina'ya gitmiş ve kendisinden bir daha haber alınamamış.
Annesi Anderhonin ise, Beyoğlu Peremeci Sokak'ta ünlü bir umumihane (genelev) patroniçesi.
Yani zaten sorunlu bir başlangıç yapmış hayata Hristos...
çocukluk yaşlarından itibaren ağabeyi Koço ile birlikte tramvayda yolcuların paralarını çalmaya ve annesinin umumihanesine
giden erkeklerin paralarını çalarak başlayan Hristos, ivedilikle kendisine bir suç çetesi kurar.
Galata, Tatavla (Kurtuluş), Dolapdere ve Beyoğlu'nun haraca bağlayan çetenin diğer üyeleri
Zafiri, Fantoma Mehmet, Harito, Makarnacı Niko ve Demirci Andon gibi başka azılı suçlulardır.
Hristos ve çetesi ilk cinayetlerini haracını ödemek istemeyen Muhallebici Recep Usta'nın boğazını keserek işler.
Cinayetten sonra yakalanan çete 15 yıl kürek cezasına çarptırılsalar da bir süre sonra hapishaneden kaçarlar
ve İstanbul'un hiç derdi yokmuş gibi bu korkunç çeteyle olan mücadelesi başlar.
Yıllar içerisinde 13 polisi öldüren çete, peşlerine düşen bir polis memuru İsmail'in bürosunu basıp '
'Bir kurşun yeterince uyarıcı olmalıdır'' sözleriyle raconun büyüğünü keser. Yetmez, öldürdüğü
4. polis Muharrem'den sonra Ayvalıçeşme karakolunu basar ve polisleri silahsızlandırarak nezarete atar.
Hrisantos ve ekibi iyiden iyiye hedef olmuştu. Bu işi çözmek isteyen polis teşkilatı, önce uzun uğraşlar
sonunda çetenin diğer üyelerini öldürmeyi başardı. Köşeye sıkışan Hrisantos, sevgilisiyle Yunanistan'a
kaçıp sakin bir hayat sürmeye başladı. Ancak orada da sevgilisini rahatsız eden birini öldürerek yine
kaçmaya başladı. Bu sırada yalnız kalan sevgilisi Eftimya, İstanbul'a döner ve bu durum Hrisantos'u çok sinirlendirir.
Hrisantos bir çatışmada yaralanır ve bir evde saklanmaya başlar. Bu sırada Eftimya'nın babası polise gidip
Hrisanstos'un kaldığı evi ihbar eder ve son operasyon başlar. Gece baskınında Hrisantos, Muharrem Alkor tarafından öldürülür.
İstanbul'un en zor günlerinde ortaya çıkan bu seri katil ve çetesi, yıllarca şehre kan kusturmuştur.
Tabi ki bu kadar ses getiren bir olayın anlatılmaması beklenemezdi. Muharrem Alkor ''Hristos'u Ben Öldürdüm'' kitabıyla yaşananları anlatırken,
'İstanbul Kan Ağlarken' ve 'Namus Bekçisi' filmleri de Hristos'un hayatını konu almıştır.
Muharrem Alkor ise, usta sanatçı Selda Alkor'un babasıdır.
Adnycl - Eylül 2020 - İzmir
Kaynak : HRİSANTOS'U BEN ÖLDÜRDÜM - MUHARREM ALKOR / Nebioğlu yayınları 1952 - 1.Baskı
Yorumlar
Yorum Gönder