FAHRETTİN ALTAY

Fahrettin Altay (12 Ocak 1880, İşkodra - 25 Ekim 1974, Emirgan, İstanbul), Türk Kurtuluş Savaşı kahramanlarından asker ve siyasetçi. Dumlupınar Meydan Muharebesi sonrası Yunan Ordusu'nun geri çekilmesini sağlayarak İzmir'e giren ilk Türk süvarilerinin komutanıdır.
12 Ocak 1880 tarihinde Arnavutluk'un İşkodra kentinde doğdu. Babası Piyade Albayı İzmirli İsmail Bey, annesi Hayriye Hanım’dır. Ali Fikri adında kendinden küçük bir erkek kardeşi vardır.
Babasının görev yeri değişiklikleri nedeniyle öğrenim hayatı değişik kentlerde geçti. Mardin’de tamamladığı ilköğreniminin ardından askeri rüştiyeyi Erzincan'da, askeri idadiyi ise Erzurum'da bitirdi. 1897 yılında girdiği İstanbul Harp Okulundaki öğrenimini 1900 yılında birincilikle tamamladıktan sonra Harp Akademisine girdi. Bu okuldaki öğrenimini 1902 yılında altıncı olarak tamamladı ve meslek yaşamına başladı.
İlk görev yeri olan Dersim ve çevresinde 8 yıl görev yaptı. 1905 yılında kolağası, 1908 yılında binbaşı rütbesine yükseldi. 1912 yılında İşkodralı Tahir Paşa'nın kızı Münime Hanım ile evlendi; bu evlilikten Hayrünisa ve Tarık adlı iki çocuğu oldu.
II. Balkan Savaşı sırasında Çatalca Aşiret Süvari Tugayı'nın başında görev yaptı. Edirne’ye kadar gelen Bulgar Ordusu'nu püskürttü.
I. Dünya Savaşı başladığında 3. Kolordu Kurmay Başkanıydı. Çanakkale Cephesi'nde çarpıştı. Bu görev sırasında ilk defa Mustafa Kemal ile tanıştı. Çanakkale Savaşı'ndan sonra kılıçlı altın liyakat ve gümüş imtiyaz savaş madalyaları ile ödüllendirildi. 1915 yılında Harbiye Nezareti Müsteşar Muavinliği görevine tayin oldu ve aynı yıl Miralay rütbesine terfi etti. Kısa bir süre Romanya İbrail Cephesi'nde görev yaptıktan sonra Filistin Cephesi'ne birlik komutanı olarak gönderildi. Filistin’deki yenilgiden sonra kolordu karargâhı Konya'ya taşınmıştı. Bu nedenle savaşın sonunda 12. Kolordu komutanı olarak Konya’daydı.
Konya'da Fahrettin Altay'ın çevresinde ulusal kurtuluş çalışmaları yapan kişiler bulunmaktaydı. Kendisi, ulusal harekete katılmak konusunda bir süre tereddüt içinde kaldı. İstanbul'un resmen işgalinden sonra Temsil Kurulu tarafından alınan İstanbul ile her türlü ilişkinin kesilmesi kararına karşı çıkması, Refet Bey'in emrinde atlı birliklerle Afyonkarahisar'dan Konya'ya gelmesine yol açtı. Refet Bey, Sarayönü İstasyonu’na gelerek Fahrettin Bey'i davet etmiş ve gelirken vali, belediye başkanı, müftü, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve muhalif tanınan kimseleri getirmesini istemişti. Grup, Mustafa Kemal'e bağlılıklarını fiilen göstermek üzere silahlı muhafızlar eşliğinde trene bindirildi. Mustafa Kemal'le Ankara'da yaptığı görüşmeden sonra tereddütleri ortadan kalkan Fahrettin Bey, İstanbul'dan değil Ankara'dan emir almak üzere kesin tavrını ortaya koydu. I. TBMM’de Mersin milletvekili olarak yer aldı. Mecliste gruplar oluştuğunda ne birinci ne de ikinci gruba girdi; bağımsızlar olarak adlandırılan grup listesinde bulundu.
Kurtuluş Savaşı boyunca 12. Kolordu Komutanı olarak Konya Ayaklanması'nın bastırılmasında, 1. ve 2. İnönü Savaşları'nda Sakarya Meydan Muharebesi'nde görev aldı. 1921 yılında Mirliva rütbesine terfi etti ve Paşa oldu. Akabinde Süvari Grup Komutanlığı'na atandı. Kurtuluş Savaşı'nın son yıllarında Uşak, Afyonkarahisar, Alaşehir çevresindeki çarpışmalarda süvarileri büyük hizmet gördü. Kütahya'nın Emet ilçesinden kendisi Emet halkı ve süvarileri tarafından kaçırılan Yunan ordusunu kovalayarak İzmir'e giren ilk süvari birlikleri Altay'ın komutasındaydı. 10 Eylül tarihinde İzmir'de Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı karşıladı. Büyük Taarruz'daki başarıları nedeniyle Ferik rütbesine terfi ettirildi.
İzmir'in kurtarılmasından sonra emrindeki Süvari Kolordusu ile Çanakkale Boğazı üzerinden İstanbul'a yöneldi. Bunun üzerine Birleşik Krallık, Fransa ve Kanada'da siyasi etkileri olan Çanakkale Krizi oluştu.
I. dönem TBMM'de Mersin milletvekili olarak bulunuyordu ama devamlı cephede görev yapmaktaydı. II. Dönem TBMM'de de İzmir milletvekili olarak yer aldı. Bir yandan da 5. Kolordu Komutanı olarak görev yaptı. Başkomutan Müşir Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın 1924 yılındaki İzmir gezisine eşlik etti. Askerlik ve milletvekilliğini birlikte yürütmesi mümkün olmayınca Mustafa Kemal Paşa'nın isteğine uyarak meclisten ayrıldı ve orduda kaldı.
1926 yılında Orgeneral rütbesine terfi etti. 1927 yılında tedavi için Avrupa'ya giden Mareşal Fevzi Paşa'nın yerine Genelkurmay Başkanlığı'na vekalet etti. 1928 yılında Türkiye'yi ziyaret eden Afgan Kralı Emanullah Han ile eşi Kraliçe Süreyya'ya mihmandarlık etti. 1930 yılında Menemen Olayı'ndan sonra Menemen, Balıkesir, Manisa'da ilan edilen sıkıyönetim sırasında sıkıyönetim komutanlığına tayin edildi. 1933 yılında 1. Ordu Komutanlığı'na atandı.
1934 yılında Kızıl Ordu manevralarına davetli tek ülke olan Türkiye'den gidecek askeri heyetin başkanlığını yaptı. Aynı yıl İran ve Afganistan arasındaki sınır anlaşmazlığında hakemlik yaptı. Hazırladığı rapor anlaşmazlığın çözümlenmesine esas oluşturdu. Atabay Hakemliği adı verilen rapor, günümüz İran-Afganistan sınırının güney kısmının çizilmesini sağladı.
1936 yılında Birleşik Krallık hükümdarı VIII. Edward'ın Çanakkale Savaşı alanları gezisine refakat etti. 1937 yılında Trakya Manevraları'na katıldı. 1938 yılında Atatürk için yapılan cenaze törenine komutan tayin edildi. 1945 yılında, Yüksek Askerî Şûra üyeliği sırasında yaş haddinden emekliye ayrıldı.
1946-1950 yılları arasında CHP'den Burdur milletvekilliği yaptı. 1950'den sonra siyasi hayattan da çekilerek İstanbul'a yerleşti. 25 Ekim 1974'te uykudayken hayatını kaybetti. Aşiyan Mezarlığı'na defnedilen naaşı, 1988'de Ankara'daki Devlet Mezarlığı'na nakledildi.

2007 yılında çalışmalarına başlanan Türk yapımı Altay Tankı'nın adı Türk Kurtuluş Savaşı'nda 5. Süvari Kolordusu'nun Komutanı Fahrettin Altay'ın hatırasına binaen verildi.



Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin.

Delivered by FeedBurner

http://facebook.com/adnycl.blog          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

İzmir'in Semt Adları Nereden Geliyor

Bir Bornova Hikayesi

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Muhtar Çakmağı Hikayesi