Kemalimiz geldi!

Başkomutan

7 Eylül'de Eşme'den Alaşehir-Salihli yönüne hareket etmiştir. Alaşehir'de barınmak için Yunanlılar bir ev bile bırakmayıp kasabayı yakıp viraneye çevirdiklerinden her nasılsa ayakta kalmış taş ılıcada başkomutan ve yanındakiler için karargâh kurulmuştur. Aynı gün Salihli'de Hindistan Müslümanları tarafından gönderilen yardım parasından 100 bin lirayı düşman zulmünden zarar gören köylülere harcanmak üzere yetkililere teslim etmiştir. Ve yola devam ettiler.

Nif'e (şimdi ki Kemalpaşa) vardıklarında Salih Bozok, Ruşen Eşref Ünaydın'a, "Sen asıl dün Armutlu Köyü'nde görmeliydin!.. Armutlu'dan geçiyorduk. Ahali köyün önüne yığılmıştı. Otomobil radyatörünün suyunu temizlemek için bir müddet durduk.

Ahali etrafımızı sardı; gözlüğünü takmış paşa, önüne bakıyordu. İlkin onu kimse tanımamıştı, fakat kalabalığın en ilerisinde durmuş bir ihtiyar bir elindeki resme baktı, bir de otomobilin içinde siyah gözlüğünün altında duran yüze baktı. İkisini birbiriyle karşılaştırdı. Bir ara paşa gözlüğünü alnına doğru kaldırınca o ihtiyar adam paşaya daha yanaştı, daha dikkatle baktı:

"Bu sensin! Bu sensin! diye bağırdı.
Çenesi tir tir titriyordu. Sonra o kalabalığa döndü, haykıra haykıra, 'Ey ahali koşun!..

Bu odur; Kemalimiz geldi. Vallahi bu o...
İşte burada! der demez halk otomobile bir üşüştü. Tarif edemem...

Toprağı öpenler, tekerlekleri öpenler, arabaya sıçrayıp Paşa'nın boynuna sarılanlar;
kadın, erkek, çocuk!.. Yüzünü, gözünü öpenler, kollarından çekenler!..

Kolları başkalarının ellerinde kalacak diye çok korktuk! Korktuk boğacaklar diye; bağırdık, çağırdık, uğraştık! Heyecanı yatıştırmanın, halkı ayırmanın, otomobili ilerletmenin imkanı yok!.. otomobili omuzlarında taşımaya çalışıyorlardı!

Öldürecekler yahu, muhabbetten öldürecekler!..
Paşa hiç ses çıkarmıyordu, öyle duruyordu fakat yorulmuştu, bunalmıştı.
Yarım saatte güç bela ellerinden kurtulabildik" diye başkomutanın yollarda karşılanışını gözlerinden yaşlar akarak, dudakları titreyerek anlatmıştır.
Kaynaklar
Utkan Kocatürk, Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, s.115- 295.
Ruşen Eşref Ünaydın, Atatürk'ü Özleyiş, s.112-119-120-121-122-123
(Genelkurmay Başkanı Fevzi (ÇAKMAK) Paşa ile İzmir’e gelişi, İzmir, 10 Eylül 1922)



Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin.

Delivered by FeedBurner

http://facebook.com/adnycl.blog          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mekke Allah'ın evi

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Asıl adı Adela'ydı

Hüseyin Baradan ve eşi Hayriye Baradan

Şarap şişeleri neden 750 ml ?

Atatürk'ü Anlatan En İyi Kitaplar

Muhtar Çakmağı Hikayesi

Küçük bir kızın hikayesi

Putin’in Hikayesi