Bir Yol Hikayesi - Yıl 1938 - Gökova - Muğla
Tarih 1938'di.
Muhtar aydın, çalışkan, çok sevilen, doğayı çok seven, çok bilge bir insandı..
Yörede nam salmıştı..
Köylüler muhtara besledikleri güvenle özverili çalışırdı..
Köylerine yol,
köprü, okul gibi bir çok eser diktiler.
Ancak, bölge bataklıktı...
Tüm ova sivrisinek yuvasıydı..
Bu nedenle sıtma gibi salgın hastalıklar
köylüyü canından bezdirmişti..
İnsanlar ölüyordu..
Muhtarın o güne kadar 8 kız çocuğu olmuş, 4'ü maalesef ölmüştü..
Son çocuğu erkek doğdu.
Muhtar erkek çoçuğun şerefine halkına söz
verdi.
O bataklık kurutulacaktı.
Çünkü bataklık kurursa, sıtmanın da
kökünü kurutacaklardı..
İnsanlar yaşayacaktı..
Dönemin valisi de çalışkan, görev bölgesini ve bölge halkını düşünen, üstelik
muhtarı çok seven biriydi.
Muhtar ve köylüler valiye gittiler.
Bataklığı
ve onun neden olduğu hastalıkları anlattılar.
Vali, muhtarı ve köylüleri
dinledi.
Bilim insanlarına danıştı..
Sonunda çare bulundu...
Bataklığı besleyen sularını kesmenin tek yolu okaliptüs ağacıydı..
Lakin ülkede bu ağaçtan yoktu..
Yörede yaşayan dünyaca ünlü bir yazar
girdi devreye..
Avusturalya'dan yüzlerce Okaliptüs fidanı getirildi.
Köylüler
kadın erkek hep birlikte işe koyuldu.
Fidanlar 3 kilometre boyunca tüm
ovaya cetvelle çizilmiş gibi karşılıklı dikildi.
Ve ağaçlar büyüdükçe bataklık kurudu
Sivrisineklerin ve hastalıkların da
kökü kazındı..
Böylece muhtar, erkek çocuğunun şerefine halkına verdiği
sözü tutmuş oldu...
Bugün Marmaris'e ya da Datça'ya karayoluyla gelenler, Sakar'dan Gökova'ya indiklerinde iki tarafı dev okaliptüs ağaçlarıyla çevrili uzun ince bir yola hayran kalıyorlar.
Çok kişi bir mola verip, o seyri doyumsuz yolda fotoğraf çektirir.
Bu
yoldaki Nostaljik ve otantik ortam herkesi büyüler.
İnsanlar o yeşil
tünelden Akçapınar Köyüne gidip çay, kahve, ayran içer. Bu yolda, yeni evlenen
çiftler fotoğraflar çektirirler.
Bir çok dizi, film ve şarkı klipleri o yolda çekilmiştir..
İşte o yolun
iki tarafındaki okaliptüsler 1938 yılında Gökova köylülerinin diktiği
fidanlar...
Şimdi birer dev oldular..
Bazılarının boyu 20 metreyi geçti..
O
muhtar Gökova köyü muhtarı Mehmet Gökovalı..
O dönemin valisi Recai
Güreli..
O fidanların Avusturalya'dan getirilmesi için devreye giren ünlü yazar Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı...
Peki, muhtarın oğlu kim biliyor musunuz?
Şadan Gökovalı...
Muhtar Mehmet'in oğlu..
Halikarnas Balıkçısı'nın manevi evladı..
Bir
bilge adam...
Bir bilim insanı...
Bir doğa aşığı...
Bir turizm rehberi...
Bir arkeoloji uzmanı...
Bir yazar...
Bir
şair...
Bir gazeteci...
Eskiden o yol kullanırdı..
Şimdi yanına maalesef duble yol yaptılar..
Adına
"Sevgi Yolu" dediler ama sevgisiz bıraktılar..
Sahipsiz ve korumasız
kaldı..
Yoğun yağış ve fırtınalar ağaçlara zarar veriyor..
Ve de yurdum insanı..
Gövdesi kazılmadık, yazı yazılmadık ağaç
bırakmadılar.
Hedef tahtası yapıp silahla ateş edenler bile var..
O ağaçlar yavaş yavaş ölüyor...
Böyle giderse, o yol tarihe karışacak...
1967 ile 1975 Yılları arasında alece hep kullandığımız yol, tepeden görünüşü de çok güzeldir.
YanıtlaSil