Satı Kadın


Mustafa Kemal Atatürk, sıcak bir yaz mevsiminde (16 Temmuz 1934), 

yanında Nuri Conker, Afet İnan ve başyaveriyle birlikte Kızılcahamam’a gidiyordu. 


Bütün köylüler Atatürk’ü karşılamak ve selamlamak için, yola çıkmışlar, kısım kısım yerlerde toplanarak, ağaç dallarından çardaklar ve taklar yapmışlardı.


Atatürk, üstü kapalı, yanları açık bir otomobildeydi. Kazan köyü yakınlarında, okul öğrencileri ve öğretmenleri, nahiye müdürü, köy muhtarı ve kadınlı erkekli köylüler hepsi bir arada Atatürk’ü sevgiyle karşılamışlardı.


Otomobil durdu, fakat o topluluktan, cesaret edip, hemen yaklaşan olmamış, çekinmişlerdi.

Birdenbire; içlerinden, sırma işlemeli en güzel elbisesini giymiş yağız çehreli bir kadın otomobile yaklaşarak: 


“Paşam hoş geldiniz. Senin için yer hazırladık, ayran yaptık, içer misin?” der. 


Atatürk nezaketle yollarının uzun olduğunu, her yerde durmanın mümkün olmadığını anlatır. 

Bunun üzerine sırma işlemeli elbiseli kadın, ayranı otomobile getirterek, Ata’sına ikram eder. 


Atatürk ayranı içerken hem kadınla, hem de köylülerle sohbet ederek, kadının Kazan köyünün muhtarı ve adının Satı olduğunu, kocasının Sakarya Savaşı gazisi olduğunu öğrenir. Satı Kadın’ın muhtar olmasından ise; büyük bir memnuniyet duyar. Atatürk sormaya devam eder: 


“Ne zaman doğdun?”

Satı Kadın:”19 Mayıs 1919’da Paşam.”


Atatürk bir an düşünür. Yıl 1934 idi, kadının ifadesine göre 15 yaşında olması gerekiyordu.

Halbuki karşısındaki kadın en az 25 yaşlarında görünüyordu. Tekrar sorar:

“Nasıl olur?”


Satı Kadın, memleketin işgal altında geçirdiği acı yılları ima ederek: 


“Evet Paşam, ondan evvel yaşamıyordum ki...”


Atatürk bir süre daha Satı Kadın’la konuşur, köyü hakkında bilgi alır. Köylülerin sorunlarını dinler ve tekrar yola çıkarlar. Atatürk, Satı Kadın’ı vekil yapmayı aklına koymuştur ki,


”İşte mebus olacak kadın” diyerek, muhtarın ve köyün ismini yaverine kaydettirir.*


Satı kadın, Türk köylü kadınının cesur bir simgesi olarak Atatürk’ün karşısına çıkmıştı. 

1935 yılının Şubat ayında yapılacak milletvekili seçimlerinde, Ankara milletvekili seçilerek, Türkiye’de ilk köylü kadın milletvekili olarak mecliste yerini almıştır. Satı Kadın, 1935-1939 tarihleri arasında mecliste ziraat komisyonunda çalışmış, köylülere modern tarım araç ve gereçlerin verilmesi, köylere yol, su, sağlık ve eğitim hizmetlerinin götürülmesi için her girişimin içinde yer almıştır. Anadolu kadınının ruhuyla, meclise gelen tüm kadınlara yardım etmiştir. Ankara’da milletvekilliği süresince “Satı’nın burnu büyüdü” demesinler diye, bir köy evinde yaşamış, köyünden gelenleri bu evde misafir etmiş, köylüsünün sorunlarıyla ilgilenmiştir...


*Afet İnan “Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması”




Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin.

Delivered by FeedBurner

http://facebook.com/adnycl.blog          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

İzmir'in Semt Adları Nereden Geliyor

Bir Bornova Hikayesi

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Muhtar Çakmağı Hikayesi