Malabadi Köprüsü


Artuklu Beyliği döneminde, Timurtaş Bin-i İlgazi tarafından 1147 yılında yapılmıştır. 
7 metre eninde ve 150 metre uzunluğunda bir köprüdür. 
Yüksekliği, su seviyesinden 19 metredir. 

12'nci yüzyıl Selçuklu Dönemi anıtsal mühendislik-mimarlık başyapıtlarından olan tarihi Malabadi Köprüsü, 40.86 metre açıklığındaki sivri ana kemeri ile dünyanın günümüze ulaşan en büyük kemer açıklığına sahip taş kemer köprüsüdür. Kemerin her iki yanından kervan ve yolcular için iki barınak oda da bulunmaktadır.

Malabadi Köprüsü; üzerinde bulunan insan, güneş ve arslan figürlü kabartmaları ve bünyesinde bulunan barınağı, helası ile özgün ve az sayıdaki köprü örneklerimizdendir.
Malabadi Köprüsü, Silvan'a 23,2 km uzaklıkta olup Silvan ilçe sınırları içerisinde yer almaktadır. Silvan'dan rahatlıkla ulaşım imkanı vardır.

Köprü sadece geçiş amaçlı değil konaklama amaçlı eşi benzeri olmayan, abidevi bir yapıdır. Kemerin her iki yanında, iç tarafta kervan ve yolcular tarafından, özellikle kışın zorlu günlerinde barınak olarak kullanılan iki oda bulunmaktadır. Köprü nöbetçileri tarafından da kullanılan bu odaları daha önceleri d


ehlizlerle yolun dipleri ile bağlantılı olduğu, gelen kervanların ayak seslerinin bu dehlizler vasıtası ile daha uzaklarda iken duyulduğu söylenir.
1940 yılında Diyarbakır'a gelen Albert Gabriel ise gördüğü köprü karşısında hayranlıkla 

"Modern statik hesabın olmadığı devirde bu açıklıkta o zaman için böyle bir hesap hayranlık ve takdiri muciptir. Ayasofya'nın kubbesi bu köprünün altına rahatlıkla girer". 

Malabadi Köprüsü içindeki odacıklar, helâ ve çeşitli kabartma figürleriyle diğer Diyarbakır Köprülerinden ayrılmaktadır. Batman Suyu'nu aşmak için yapılan bu köprü, sadece geçiş amaçlı değil, aynı zamanda bu yol üzerinde seyahat eden yolcuların dinlenebilecekleri ya da konaklayabilecekleri bir yapıdır.

Malabadi Köprüsü’nün de hikayesi hatta hikayeleri vardır. Aslında en bilinen hikaye aşık Bad ve onun büyük aşkını içeren hikayedir. Bad, karşı kıyıdan bir kıza aşık olmuştur. Birbirlerini severler fakat uzaktırlar. Bir gün kız daha fazla bu mesafeye dayanamaz ve Bad’ın yanına gitmeye karar verir, bunun ise tek yolu karşı kıyıya yüzmektir… Kız nehre atlar fakat karşı kıyıya ulaşamadan suya kapılır ve kayıplara karışır. 

Bu olayın hüznü ile Bad, hışım ile dönemin Silvan Bey’inin yanına gider ve durumu ona anlatır. İsteği ise açıktır: Kıyıları birleştiren bir köprü yapalım ve sevenler artık daha fazla birbirlerine uzak kalmasınlar. Silvan Bey’i bu isteğini kabul eder ve köprü yapımına başlanır. Kemer açıklığının fazla geniş olmasından dolayı Bey’in adamları köprü yapımını yarıda bırakır ve Bey, Bad’ı yanına çağırır. Köprünün yapımının devam edemeyeceğini, tamamlamak isterse kendisinin tamamlamasını ister. Bad ise köprüyü tamamlamasına karşılık Silvan Bey’inin elini bileğinden kesmesini, tamamlayamaz ise kendisinin kolunun kesilmesini ister. Bad bu köprünün yapımını tamamlar ve Silvan Bey’i sözünde durup elini keser. Köprünün ismi de aslında burdan gelir. “Bad’ın evi” anlamına gelmektedir. 

Not: Ömer Çetin den gelen köprünün aşk hikayesi.






Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin.

Delivered by FeedBurner

http://facebook.com/adnycl.blog          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

İzmir'in Semt Adları Nereden Geliyor

Bir Bornova Hikayesi

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Muhtar Çakmağı Hikayesi