Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel

Mülkiyeti Osmanlı Devleti’nde olan Kıbrıs’ı 1914’e kadar idare eden İngiltere, bu tarihten sonra Ada’yı ilhak ettiğini açıklar. Esasen Osmanlı mülkü olan Kıbrıs’ın ilhakının ardından İngiltere’nin, I. Dünya Savaşı’na girmesi şartı ile Kıbrıs’ı Yunanistan’a vereceğini açıklaması Rumların iştahını kabartan ve olayların seyrini değiştiren bir teklif olmuştur.

İngiltere’nin savaşa dahil etmesi teklifine sıcak bakmayan Yunanistan’ın, Kıbrıs’ı kendi idaresi altına alması gibi tek taraflı ve içi boş hayali, Ada’da yaşanacakların başlangıcı olmuştu.

Rumların Enosis hayali

1964 yılına gelindiğinde Rumların Ada’yı Yunanistan’a bağlama hayalinin Türkiye gerçeğini göremeyecek hale gelmesiyle Kıbrıs, Türkiye için bir mesele haline gelmiş; Ada’daki Türklere yönelik yapılacak en ufak bir eylem Ana Vatan’ın askerî desteğini zorunlu kılmıştı.

Enosis hayali ile Kıbrıs’ta Türk kalmayacak şekilde hazırlıklarını tamamlayan Rumlar, Türklerin Ana Vatan ile en önemli irtibat noktası olan Erenköy’ü 8 Ağustos 1964’te karadan zırhlılarla ve denizden hücumbotlarla ateş altına almaya başlamış; Rumların açtığı ateşler altında Erenköy topyekûn bir mücadelenin sembolü olmuştu. BM’nin ısrarlarına rağmen köylerinden ayrılmayan siviller ve yurt dışında eğitim görüp mevzilerde direniş göstermek için geri dönen gençlerden oluşan Kıbrıs Türkleri, aynı ideal için aynı safta Yavru Vatan’ın müdafaasına girmişlerdi.

Albay Ali Rıza Vuruşkan’ın Türkiye’ye yardım mesajı

Saldırıların hızı artmaya başlamış, Türkiye’den askerî destek zaruri hale gelmişti. Türk Mukavemet Teşkilatı’nın başındaki isim Albay Ali Rıza Vuruşkan’ın “Saldırı bütün şiddeti ile devam etmektedir. Rumlar kesin sonuç almak kararındadır. Yarın sabaha kadar direnebiliriz. Yardıma gelmezseniz, bunu engelleyen büyük bir millî neden olduğuna inanarak öleceğiz. Vatan sağ olsun” şeklindeki Türkiye’ye gönderdiği telsiz mesajı, Türk savaş jetlerinin Kıbrıs’a çıkarma yapmasına yetmişti.

Mesajın Türkiye’ye ulaşmasının ardından saat 16:30 sularında Erenköy semalarında Türk savaş jetleri belirdi. Kısa bir ihtar uçuşu yapmak üzere gelip Türkiye’ye dönen jetler, mevzideki mücahitleri ve mağaralarda saklanmak zorunda bırakılan Kıbrıs Türklerini büyük bir sevince boğmakla kalmamış, yeni Türk savaş jetlerinin çok sürmeden Kıbrıs’a geleceğinin ve Rum mevzilerini ateş altına alacağının habercisi olmuştu.




Türk jetleri Rumların saldırı planlarını bozdu

Diğer taraftan Türkiye’nin Kıbrıs’taki soydaşlarına sahip çıkacağını anlayan Rumlar, 9 Eylül’ün intikam hırsıyla birlikte, saldırılarını hızlandırmaya ve çemberi daraltmaya başlarken Kıbrıs mücahitleri de mevzilerinin Türk jetleri tarafından tanınması için hazırlıklarını sürdürdüler.

Aradan çok geçmeden yeniden Kıbrıs semalarında beliren ve göğü yırtarcasına gelen Türk savaş jetleri, bu sefer Rum mevzilerini dağıtıp hücumbotlarını suya gömerek onlara beklemedikleri bir hezimet yaşatmıştı.

Türkiye’nin havadan desteği sonrası mevzi başında büyük bir coşku yaşayan genç mücahitler, Rumlara karşı mücadelesine devam ederken; Eskişehir’den Kıbrıs’a ikinci dörtlü uçuş kolu da yola çıkmıştı ve başlarındaki isim de Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’di.

Cengiz Topel’in Kıbrıs’a gelişi ve yaşananlar

Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in Kıbrıs ile bütünleşen hikayesi de burada başlıyor. İkinci bir dörtlü uçuş kolu olarak Kıbrıs’a gelen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel ve ekibinin amacı limana gönderilecek silah yardımlarını engellemek ve uçaksavar mevzilerini yok etmekti.

Topel, önce silah nakliyatı yapan Rum gemisini, sonra da Türk jetlerinden kaçmaya çalışan Rum hücumbotunu, uçaksavarların yakından ateş etmelerine rağmen alçak irtifadan vurmuş, ikinci hücumbotu da vurmaya hazırlanırken uçaktan ateşler yükselmeye başlamış ve Erenköy hava sahasına yaklaşan diğer bir kolun komutanı Yüzbaşı Yaşar Demirbulak komutasındaki telsizden uçağın ateş aldığı bilgisi verilmişti.

-Cengiz Yüzbaşım! Uçağından dumanlar çıkıyor atla! (Üsteğmen İ. Öztarhan) 


-Yüzbaşım! Cayır cayır yanıyorsun atla! (Üsteğmen İ. Öztarhan)

-Tamam atladı! (Yüzbaşı Konedralı)

-Paraşütü açıldı. (Üsteğmen İ. Öztarhan)

Enosis rüyasına kapılan Rum lider Makarios'un 24 saat içinde Türkleri Ada’dan gönderme planını yerle bir eden Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, uçağın hasar almasından sonra paraşütle atlayarak kurtulmayı başarmıştı.

Esaretten şehadete

Topel, kısa süre sonra yaşayacaklarından habersiz bir şekilde önce Rumlara ait Peristeronori köyüne yakın bir yol üzerine inmiş, üzerindeki harita ve hedef bilgilerinin olduğu düşünülen belgeleri imha etmiş ve sonra da hızla Lefke’ye doğru ilerlemeye başlamıştı.

Türklerin yerleşim yeri Lefke’ye varmadan kendisine araçla yaklaşan Rum askerlerine silahındaki son mermi bitene kadar direnmesinin ardından esir olan Cengiz Topel’in şehadete giden yolculuğunda neler yaşadığına dair farklı iddialar ortaya atılsa da tüm bu iddialar Rumların genç Yüzbaşı Topel’e askerliğin şerefini yerle bir edecek şekilde işkenceler yaptığına işaret ediyor.

Topel’in yaşadıklarına dair ortaya atılan iddialardan biri; esir alınıp Güzelyurt’a götürülürken yüzlerce Rum askeri ve EOKA üyeleri tarafından durdurularak sorgulanması oldu. Rum askerleri, sorguya aldıkları Cengiz Topel’i “ser verip sır vermediği” için, önce dipçik darbeleri ve ardından 3 el ateş ederek yaraladıktan sonra Lefkoşa Rum Hastanesi’ne götürdü. Rumlara propaganda malzemesi vermeyen, ülkesinin ve Kıbrıslı soydaşlarının namusunu ezdirmeyen Yüzbaşı Topel, hastanede ameliyata alındıktan sonra şehit düştü.

İkinci iddia da benzer bir sonuç ortaya koymaktadır. Topel, esir olduktan sonra Pendaya Hastanesi’ne götürülerek gözetim altına alınır. Hastanede BM bünyesinde görevli Taylor isimli Amerikalı bir doktor, olacakları sezdiği için Topel’i bir süre daha hastanede tutmak suretiyle korumaya çalışsa da bunu başaramaz. Raporu vermeyen Doktor Taylor, Ada’dan ayrılmak zorunda bırakılırken Cengiz Topel de hastaneden alınıp Güzelyurt Rum Manastırı’na götürülür. Rumların, propaganda yuvası olan Manastır’da radyodan Türkiye aleyhine konuşmasını istediği Cengiz Topel, Türklüğün haysiyetini canından öte sayarak konuşmayı gerçekleştirmediği için çeşitli şekilde işkencelere maruz kalıp şehit edildi.

Otopsi raporları acı gerçeği ortaya çıkardı

Rumların, Kıbrıs’ta karadan ve denizden yaptıkları saldırıların akamete uğramaması için Türk ordusunun planını çözmek ve omuz omuza Yavru Vatan’ı müdafaa eden Kıbrıs Türklerinin zafere olan inancını öldürmek amacıyla insafsızca şehit ettiği Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in mecid naaşına yapılan otopsi; 8-11 Ağustos 1964 tarihleri arasında yaşananlar hakkındaki düşünceleri tek bir noktaya yöneltmektedir:

Danimarkalı ve Türk doktorlar önünde Dr. Mustafa Fahri Dikengil tarafından yapılan otopsinin açıklanan raporunda ve otopside müşahedede bulunan Türk Mukavemet Teşkilatı mensuplarından usta fotoğrafçı Eşref Düşenkalkar’ın ifadelerindeki tüyler ürperten detaylar, Türklere duyulan kinin ve Rum “barbarlığının” büyüklüğünü belgelemiştir.

Rapordan çıkan sonuçlar en yüzeysel şekilde değerlendirildiğinde ise henüz 30’una gelmeden şehit düşen Cengiz Topel’e yakın mesafeden defalarca ateş edildiğine ve Topel’in vücudunun pek çok yerinin ağır darbelere maruz kaldığına tesadüf edilmektedir.

Geçilen her sokakta, okulda, mahallede adıyla yaşayan Kıbrıs mücadelesinin unutulmaz kahramanı Cengiz Topel’in naaşı Türkiye’ye getirildikten sonra komutanların selamı, halkın gözyaşları ve duaları arasında Edirnekapı’daki Hava Şehitliği'nde toprağa verildi.

Bu tarihten sonra ise Cengiz Topel ismi, ülkesinin ve soydaşlarının varlığının ebediyeti için hayatı ölümün gerisinde bırakma şecaati gösteren bir kahramanlığın adı haline gelmiştir.

Kaynaklar

Gürhan YELLİCE, “1878’den 1931’e Kıbrıs’ta Enosis Talepleri ve İngiltere’nin Yaklaşımı”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, sayı 24 (2012/Bahar), cilt 12, s.13-26.

“Kıbrıs Meselesinin Tarihçesi, BM Müzakerelerinin Başlangıcı”, https://www.mfa.gov.tr/kibris-meselesinin-tarihcesi_-bm-muzakerelerinin-baslangici.tr.mfa, erişim tarihi: 20.10.202





Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin.

Delivered by FeedBurner

http://facebook.com/adnycl.blog          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mekke Allah'ın evi

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Asıl adı Adela'ydı

Hüseyin Baradan ve eşi Hayriye Baradan

Şarap şişeleri neden 750 ml ?

Atatürk'ü Anlatan En İyi Kitaplar

Muhtar Çakmağı Hikayesi

Küçük bir kızın hikayesi

Putin’in Hikayesi