Neşet Ertaş & Leyla Ertaş Aşkı


Neşet Ertaş & Leyla Ertaş Aşkı


Vakti zamanında Neşet Ertaş biriyle tanışıyor ve ona şarkı söylüyor, adam Neşet Ertaş’ın sesini çok beğeniyor.

Çevresi son derece geniş olan bu kişi Neşet Ertaş’ı bir radyo kanalına çıkarıyor, şarkısını okumasını sağlıyor ve Ertaş çok beğeniliyor.

“Sana burada bir iş ayarlayalım, burada sahneye çık, paranı kazan, burada yaşa, bizimle beraber müzik yap.”

Neşet Ertaş bu teklifi kabul ediyor ve Ertaş’a Cebeci’deki Ahu Gazinosu’nda bir iş ayarlanıyor. Burada çalışan Neşet Ertaş bir yandan da radyoda eserlerini okumaya devam ediyor. Bu çalışma temposu onun yavaş yavaş tanınmasını sağlıyor.

Gel zaman git zaman Neşet Ertaş gazinoda Leyla isimli bir kızla tanışıyor ve aşık oluyor.

Babasına “baba ben evleneceğim” diye haber gönderiyor. Babası muharrem Ertaş, Ankara’ya neşet Ertaş’ın yanına geliyor. Hanın önünde müzik mağazasının önünde sohbet ederken leyla içeri giriyor. Babasının elini öpüyor. Muharrem Ertaş dışarı çıkıyor ve Neşet Ertaş’a: “bu kız bizim dengimiz değil, ben bu kızı kabul etmiyorum.” 


Baba Muharrem Ertaş o günü şöyle anlatıyor:


“Leyla Ertaş ile evleneceğini duydum. ‘Neşet evleniyormuş’ dediler. Dedim ‘Yahu bu nasıl, neyin nesi? Bizim de haberimiz olması gerekir.’ Buradan gittim, Ankara’da bir saz dükkanı vardı, oraya vardım. Benim sonradan aldığım aileyle beraber vardım. Orada oturuyoruz, o anda iki tane kadın geldi oraya. Geldiler efendim, Neşet dedi ki, bizi taktim etti ‘Şu annem, şu babam’ dedi o kadınlara. Neyse geldiler benimle toka yaptılar, gittiler. Gidince, bizim bu aile dedi ki ‘Sen tanıyor musun Neşet’in alacağı kızı?’ ‘Ben ne bileyim, görmeyince Neşet’in alacağı kızı nereden tanıyayım, nereden bileyim’ falan dedim. 


Baba Muharrem Ertaş Leyla’ya gönül veren oğluna, ‘evladım’ isimli bir türkü ile seslenir:


“Temiz ruhlu, saf kalplisin şöhretsin
Hakkın vardır evlenmeye evladım
Mevla’m sana yapanları kahretsin
Aslı bozuk alma dedim evladım

Dokunsalar nazif tene kir gelir
Bizden önce ceddimize ar gelir
Köle olmak şanımıza zor gelir
Aslı bozuk alma dedim evladım”


Neşet Ertaş, türküde geçen ‘aslı bozuk’ ifadesine çok içerler ve babasına şu türkü ile cevap verir:


‘Ulu arıyorsan analar ulu
Sevmişiz biz onu olmuşuz kulu
Analar insandır biz insanoğlu
Aslı bozuk deme gel şu insana

Aşkı kimden aldın sevgiyi kimden
Aslı bozuk deme gel şu insana
Soracak olursan eğer ki benden
Aslı bozuk deme gel şu insana

Yazımızı felek yazdı Mevla’dan değil
Senin dediklerin evladan değil
Her hata suç bende Leyla’dan değil
Aslı bozuk deme gel şu insana”


Muharrem Ertaş, oğlunun ‘Ulu ana’ göndermesiyle yaktığı türküye şu dörtlük ile cevap verir:


Küsmedim Neşedim kahrettim sana

Baban değil miydim sormadın bana

Olan olmuş yavrum ne deyim sana

Sen aklını yitirmişin evladım”


Bu atışmaların üstüne, her ne kadar babasını çok sevse de Neşet Ertaş gönlüne söz geçiremez ve Leyla ile evlenir ve üç çocukları olur.


Yaklaşık 10 yıl evli kalan Neşet ve Leyla Ertaş çifti bir süre sonra anlaşamaz ve ne yazık ki ayrılır. 

Ayrıldıktan sonra üzüntüye gark olan Neşet Ertaş 3 beste yapar: 


Cahildim, Dünyanın Rengine Kandım (babasına), 

Tatlı Dillim Güler Yüzlüm Neredesin Sen (Leyla’ya), 

Yazımı Kışa Çevirdin Leyla’m (Leyla’ya).



‘Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Sözüm yok şu benden kırıldığına
Gidip başka dala sarıldığıma
Gönlüm inanmıyor ayrıldığına
Gözyaşım sen oldun kahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim
Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin’



Neşet’in Leyla ile evlenip ayrılmasından sonra da türkülerle konuşması devam eder, bu kez, Leyla’ya, hatanın kendisinde olduğunu söyler Neşet Ertaş:


Bilemedim kıymetini kadrini
Hata benim günah benim suç benim
Eliminen içtim derdin zehrini
Hata benim günah benim suç benim

Bir günden bir güne sormadım seni
Körümüş gözlerim görmedim seni
Boşa mecnun eylemişim ben beni
Hata benim günah benim suç benim”


Baba oğul arasında bütün bu yaşananlara rağmen Neşet Ertaş, 

babası ve ustası olan Muharrem Ertaş’ın ayakucuna defnedilmeyi vasiyet eder.


2012 yılında aramızdan ayrılan Neşet Ertaş’ın cenazesine, uğruna nice türkü yaktığı aşkı Leyla Ertaş da gelir…






Not: Paylaşımları mail ile bilgilendirilmek için lütfen Tıklayın

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

İzmir'in Semt Adları Nereden Geliyor

Bir Bornova Hikayesi

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Muhtar Çakmağı Hikayesi