BERLİN'DE HAKİMLER VAR

 

Herkesin hemen hemen bildiği bir kavram vardır : 


“Berlin’de hakimler var!..


Kavramın öyküsü şöyle:

Prusya Kralı II. (Büyük) Frederik, Potsdam ormanlarında gezinirken bir tepeye ulaşır. Görür ki hemen yanında daha büyük bir tepe daha vardır ve bu tepenin üstünde bir değirmen kuruludur.

Yüksek olan tepeye Saray yaptırmayı düşünmektedir. Değirmeni satın alarak bu hayalini gerçekleştirmek ister. Fakat değirmenci satışa razı değildir.


Büyük Frederik değirmenciyi ikna etmek için önce değirmene değerinin kat kat üstünde bir bedel ödemeyi teklif eder.

Sans-Souci, “Hayır. Değirmenim satılık değil” der.

Kral bu cevaba kızar ve “ Sen benim Prusya Kralı olduğumu bilmiyor musun ?” diye sorar. “ Biliyorum, biliyorum” der Sans- Souci, “Sen de benim bu değirmenin tapulu sahibi olduğumu biliyor musun” diye anlamlı ve ağır bir cevap verir.

Kral çok öfkelenir..”Senin tapun da olsa rızan da olmasa, ben burayı zorla alacağım. 

Bakalım o zaman ne yapacaksın?” der.

Değirmenci başını kaldırır ve atının üzerinde bütün ihtişamı ile duran Kral’a, 

sükunet için de “Berlin de hakimler var” der.


“Berlin’deki Hakimlerin” Değirmencide yarattığı özgüven Büyük Frederic’de büyük etki yaratır. Kral bu yel değirmeninin Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister ve onun yanındaki daha alçak olan tepeye sarayını yaptırır ve bu sarayın adını da Sans-Souci Sarayı koyar.


Aşağıda size günümüzdeki hali ile Sans-Souci Sarayı ve Sans-Soucinin değirmenin ortak fotoğrafını sunuyorum.


Bu hikayeden yıllar sonra, bir Osmanlı heyeti diplomatik ilişkileri geliştirmek için bu topraklara gelirler. Heyetteki genç bir subay bildiği bu hikayeyi arkadaşlarına anlatır ve bu adalet sembolünü görmeyi önerir. Havanın soğuk olmasından yakınan, aslında o akşamki eğlenceyi düşünen heyetten hiç kimse bu adalet simgesini gidip görmek zahmetine katlanmaz.

Tek kişi hariç !
O genç subay..
Bu genç subay tek başına gider ve uzun uzun sarayı ve değirmeni seyreder..
İşte her zaman adaletin gücüne inanmış bu genç subay, 

Mustafa Kemal ATATÜRK'ün ta kendisidir.




Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin.

Delivered by FeedBurner

http://facebook.com/adnycl.blog          

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

İzmir'in Semt Adları Nereden Geliyor

Bir Bornova Hikayesi

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Muhtar Çakmağı Hikayesi