Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’nda yanında olan emir subayı Sami Yanardağ Çanakkale savaşını anlatıyor. Bakın size ölmeyi emrediyorum emri nasıl verilmiş. Sonuna kadar izleyiniz
Reisicumhur Hamdullah Suphi Tanrıöver ve Atatürk Atatürk ve Zsa Zsa Gabor Selanik Askeri Rüştiyesi'nde dosyasına düşülen not ile: ''Çok zeki, fakat asabi ve fazla samimi olunması imkansız bir genç." (1283) Atatürk'ün, gece yarısından sonra Ankara'nın Tahtakale bölgesinde çıkan yangın yerine gelişi ve alınan önlemleri denetlemesi, yanında bulunan kişi Kılıç Ali, 18 Temmuz 1929. 1936, İstanbul. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Florya'da. 1928, Ankara Mustafa Kemal Atatürk'ün, Marmara köşkü’nün balkonunda çekilmiş fotoğrafı. (1929) Atatürk'ün çoğu kişisel ve özel koleksiyonlarda az yayımlanmış fotografları. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı sırasında çekilmiş bir fotoğrafı. 1914, Sofya. Osmanlı ateşesi Yarbay Mustafa Kemal Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner
Mekke Allah'ın evi değildir.Allah kişi değildir ki evi olsun. O ev Hz. İbrahim'in Hacer ile ondan doğan İsmail için yaptığı evdir. Hiçbir kutsallığı yoktur. Peki! Hacer kimdir? (Kuranda ismi geçen Mısırlı kadındır. Çocuğu olmayan Sare tarafından İbrahim'e sunulduğunda henüz genç yaştaydı; İsmail'i doğurdu. İslam kaynaklarına göre, Mısır firavunlarından Senan bin Ulvan'ın İbrahim'in karısı Sare'ye hediye ettiği bir köledir. İbrahim, çocuğu olmayan Sare'nin izniyle Hacer'le evlenir. Peki! İbrahim kimdir? Urfalı bir Aramidir. Hz. Muhammed'den 2500 yıl önce yaşamış Yahudilerin atası, İsrail'in kök kurucusudur. O dönemde İslamiyet yok ki Müslüman olsun. Put perestti. Peki! Herkesin ona tapmasını istediği putunun adı neydi? Ellah(Allah). Peki! Erkeklerde sünneti çıkaran kimdi? İbrahim. Peki! Sünnet olmayan kişi kimdi? İbrahim? (Abraham) Peki! Sünnet ne anlama gelir? Ben de İbrahim'in putuna inanıyorum demektir. Peki! Biz kimiz? Türk. (Neden ...
Aslında bizim çoğunlukla ve hatalı olarak Batı medeniyetlerine atfettiğimiz ve bir türlü anlam veremediğimiz haftayı Pazar ile başlatmak , Ortadoğu’da da (en azından bir zamanlar) oldukça yaygınmış! Haftanın günlerinin neredeyse tamamı Farsçadan birebir alınmış. Pazar ba : yemek, zar : yer. Yemek yeri. (Yeri gelmişken, lalezar: lale bahçesi, gülizar: gül bahçesi demek!) Pazartesi Pazar’ın ertesi. (Ertesi ise tamamen Türkçe kökenli) Salı İbranicede üçüncü anlamına geliyor. Ayrıca Arapçada da “selase” üç, üçüncü anlamında kullanılıyor. Çarşamba Çar’ı şimdiye dek defalarca yazdım, bunu kendiniz çıkardınız diye umuyorum. Ama “şenbe” Farsçada gün demek, ki bu birçok şeyi açıklıyor. Çar + şenbe= Çarşamba, dördüncü gün! Perşembe Yine Farsça kökenli, penç + şenbe = penç Beş. şenbe gün, Perşembe; beşinci gün demek. Cuma Toplanmak, birleşmek, bir araya gelmek anlamlarına gelen bu kelime, ibadet amaçlı toplanmayı anlatıyor. Bir küçük ipucu da buraya gelsin; c ve m seslerind...
Şarap şişeleri genellikle 750 ml (75 cl) ölçüsünde üretilmektedir. Bu özellik nereden gelmektedir? Bu şişe kapasitesi; 19. yüzyılda standart hale gelmiştir ve bu konuyla ilgili en çılgın açıklamalar şunlardır: - Bir camcının akciğer kapasitesi, - Bir öğünde ortalama tüketim ölçüsü, - Şarabı saklamak için en iyi kapasite, - Ulaşım kolaylığı... Oysa şişenin bu kapasitede yapılma sebebi hiçbiri değildir. Aslında bu sadece tarihi temellere sahip pratik bir organizasyon: O zamanlar Fransız şarap üreticilerinin en önemli müşterileri İngilizlerdi. Ama asla Fransızlarla aynı ölçü sistemini benimsemediler. İngilizlerin hacim birimi 4.54609 litreye eşdeğer olan "imparatorluk galonu" idi. Dönüşüm hesaplarını basitleştirmek için Fransızlar; Bordeaux şarabını 225 litrelik fıçılar halinde taşıdılar, yani tam olarak 50 galon, 300 adet 750 ml ölçüsündeki şişeye karşılık. (75 santilitre). Hesaplamak daha kolay hale geldi. Bir fıçı = 50 galon = 300 şişeye denk geldi. Böylece bir galon 6 şişeye...
Yegâne : Farsçadaki “yek” kökünden geliyor. “Bir” ve “tek” anlamına gelen yek kelimesinden, yegâne, biricik kelimesi türetiliyor S ehpa : Arapçada "Se" den gelir üç demek (Yek, Dü, Se) Üç ayaklı Çardak : Arapçada "Çar" dan gelir dört demektir. Dört ayaklı Resim : Arapça rsm kökünden gelen rasm رسم " 1. iz, ayak izi, işaret, simge, damga, mühür, 2. suret, 3. resmi tören, ayin" sözcüğünden alıntıdır. Çerçeve : Farsça çārçūbe چار چوبه çar-çevre "dört çubuk, dörtgen, " sözcüğünden alıntıdır Cambaz : Farsça kökenli, can + baz bileşmesinden oluşmakta. Canı ile oynayan anlamına geliyor. Tıpkı “düzenbaz” ın düzen ile oynayan, “kumarbaz” ın kumar oynayan demek olması gibi. Sarhoş : Farsça kökenli sar, ser – yani baş, kafa kelimesinden başlanmış ve iyi, güzel anlamına gelen hoş ile bitirilmiştir. Yani sarhoş, bildiğimiz, sokak jargon...
Ara ara bazı kelimelerin öz türkçelerini merak ederek baktığım Dîvânu Lugâti't-Türk, Orta Türkçe döneminde Kâşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça bir sözlüktür. Türkçenin bilinen en eski sözlüğü olup Batı Asya yazı Türkçesiyle ilgili var olan en kapsamlı ve önemli dil yapıtıdır. Aşağıda bu kitaptan gözüme takılan bazı kelimelerin gümüzdeki anlamları ile birlikte bulabileceksiniz. Us = akıl demek , akılı çocuklara Uslu denir Ök anne demektir. Ökesi olmayana da öksüz denir. Kutun = günümüzde kadın, hatun olarak evrilmiştir Kuymak fili dökmek demektir, bu yüzden altın dökene kuyumcu denir Öz türkçede sineğe cibin denir, o yüzden de kulandığımız sinekliklere cibindirik denir “ Yen ” Gömleğin kolunun diirsekten bileğe kadar olan kısmına denir, Kol kırılır yenin içinde kalır.. Eski türk inancına göre zamanı atlar sürerdi, at ile alınan mesafeyi anlatmak için “at sürümü 1 gün sürer ” denirdi , O yüzden...
Küçük bir kızın hikayesi Babası Ahmet Naci Bey, II. Abdülhamit Dönemi Ayan Meclisi Azası Mehmet Galip Bey’in oğludur, varlıklı bir aileye mensuptur. Ahmet Naci Bey’i eğitim için İskoçya’nın Glasgow şehrine gönderir ailesi. Eğitimini tamamlayıp ülkesine dönmeye hazırlanırken Londra’da katıldığı bir davette Olga Cynthia ile tanışır, birbirlerine kısa sürede aşık olurlar. Olga Cynthia’nın ailesinin gezginci bir tiyatro kumpanyası vardır. Olga’nın babası genç yaşta ölünce, annesi beraber olduğu erkekle Avustralya’ya kaçar, kızını annesine bırakır. Anneannesi de Olga’yı 16 yaşında evlendirir, ama kocası I. Dünya Savaşı’nda askere alınır ve bir daha geri dönmez. Olga, Ahmet Naci Bey’in evlenme teklifini kabul eder, ancak yalnız değildir, bir de oğlu Jack vardır. İstanbul’a dul, çocuklu bir İngiliz gelinle dönen Ahmet Naci Bey’i ailesi hoş karşılamaz. Olga her şeye göğüs gerer, hatta sevdiği adam uğruna kara çarşafa bile girer. Müslüman olur ve Nadide ismini alır. Nüfus cüzdan...
Meşhur kolonyacı Eyüp Sabri Tuncer, iflasın eşiğinde olduğunu söyleyerek, Vehbi Koç'tan borç ister. Vehbi Koç, "Altı ay dayanabilir misin" diye sorar. "Dayanırım" der Eyüp Sabri. Öyleyse dinle der Vehbi Koç: "Sana borç vermeyeceğim. Ama bedava akıl vereceğim. Bana hediye getirdiğin şu kolonya şişesinin deliği çok küçük. Hemen imal ettiğin ve piyasaya sürmediğin kolonya şişelerinin deliklerini büyüt sürümü artır. Bir ay sonra.. "Satışları hızla artan Eyüp Sabri bir kaç ay içinde iflastan kurtulur." Hikayelerden haberdar olmak için email adresinizi girin. Delivered by FeedBurner
1 - Nutuk - Gazi Mustafa Kemal Yazıldığı dönemde Cumhuriyet Halk Fırkası umumi reisi olan Gazi Mustafa Kemal 'in 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde, 1919'dan 1927'ye dek kendisinin ve silah arkadaşlarının faaliyetlerini özetlediği konuşmasının metnidir. Baskıları : 1927 - " Nutuk ", Osmanlıca, 543 sayfa, bez ciltli, 19x27 cm ebatlarında, başta Mustafa Kemal portresi ve sonda 7 tabaka halinde 10 ayrı harita eki mevcut. Nutuk ilk defa 1927 yılında, biri asıl metin, diğeri belgeler olmak üzere Arap harfleriyle iki cilt olarak yayımlanmıştır. Aynı yıl, tek cilt halinde lüks bir baskısı da yapılmıştır. 1938 - " Nutuk ", yeni harflerle, Devlet Basımevi, İstanbul, 658 sayfa. Renkli, katlanmış harita eki var. 1984 - " Söylev ", Çağdaş Yayınları, İstanbul, 3 Cilt (Cilt I, Cilt II ve Cilt III). Hıfzı Veldet Velidedeoğlu yayına hazırlamış. İlk cildi 17 baskı yaptı. ...
Yorumlar
Yorum Gönder