Çanakkale Anıtı


Tarihin en kanlı günlerine sahne olan Çanakkale Savaşı sona erer.

İşgalci itilaf güçleri 250.000 kayıp verirken Türk cephesinde de durum aynıdır; 253.000 şehit!

Gözünü hırs ve para bürümüş yöneticilerin hatalı kararlarının vebalini, gencecik insanlar canları ile öderler.

Çanakkale’ye saldıran devletler savaştan sonra bir süre köşelerine çekilirler ancak Türk Milleti için bu pek mümkün değildir.

Parçalanma ve yok olma tehdidi karşısında var oluş mücadelesi devam eder.

Henüz şehitlerin kanları toprağa karışamadan yeni bedenler örter üstünü.

Çanakkale’de metrekareye 6.000 mermi ve 4 cansız beden düşer.

Dayanılması güç zaiyat karşısında yapılabilecek tek defin yöntemi toplu mezarlardır.

Her millet kendi askerleri için en çok kayıp verilen noktalarda toplu mezarlar oluşturmaya başlar.

Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İngilizler farklı noktalarda mezarlar ve anıtlar yaptırırlar.

Lozan Antlaşması’ndan sonra da Fransızlar aynı şekilde mezar ve anıtlarını yaptırırlar.

Yeni Zelandalılar da Anzak askerleri için mezar ve anıtlar hazırlarlar.

1934’e kadar birçok alanda hayatta kalma ve küllerinden doğma mücadelesi veren Türk Milleti’nin Çanakkale kayıpları için henüz bir anıt yaptırılamamıştır.

İlk anıt 1934’te dikilir; Mehmet Çavuş Anıtı.

Atatürk mübadele yıllarında bölgeyi ziyarete gider; hüzünlüdür.

Yöre halkı tamamlanmış olan İng, Fra ve Anzak anıtlarını göstererek şehitlerimiz için bir anıt yapılmasını ister.

Atatürk hepsinden daha görkemli bir anıtın inşaası için talimat verir.

Ege ve Marmara’nın kesiştiği noktada, 40 metre yüksekliğinde bir anıt yapılmasını ister.

Ulu Önder’in sayılı günleri bu anıtı görmeye yetmez.

1942’de İsmet İnönü tarafından anıtın yapılması için resmi karar açıklanır.

1944’te MSB tarafından açılan proje yarışmasını Feridun Kip, Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve mühendis Ertuğrul Barla‘nın eserİ kazanır.

Anıtın yeri için önce Alçıtepe düşünülür ancak arazini düzensiz olması ve denize uzak olmasından dolayı vazgeçilir.

Denize hakim olan 50m rakımlı Hisar Burnu için nihai karar verilir.

İlk kazma 19 Nisan 1954’te vurulur, anıt yavaş yavaş yükselmeye başlar.

Yapılan incelemelerde mühendislerin adının yolsuzluklara karışması ve kullanılan malzemelerin kalitesiz olması nedeniyle ihale iptal edilir, inşaat durdurulur.

1958’e gelindiğinde henüz sadece gövde kısmı tamamlanmış haldedir.

Bu noktada Milliyet Gazetesi devreye girer.
Milliyet Gazatesi’nin başlattığı kampanya ulusal çapta çok büyük destek görür.

Migros kampanyaya dahil olur ve tüm kamyonlarına birer kumbara koyarak bağış toplamaya başlar.

Öğrenciler harçlıklarını öğretmenlerine teslim ederek bağışlar, taksiciler kazançlarını paylaşırlar.

Anıtın tamamlanması için gereken maddi imkanlar sağlanmıştır.

Çanakkale Abidesi 60 yıl önce bugün, İkinci Anafartalar Zaferi’nin 45.yılında, 21 Ağustos 1960’ta açılır.

Uzaktan bakıldığında Mehmetçik’in “M” harfini sembolize eden anıtın boyu 41,70 metredir.

40m olması planlanan anıtın 1,70m daha uzun olması bir mimari hesap hatası değil, başlı başına bir öyküdür.

Sağlığında iken 40m’lik anıt yapılması sözünü veren Atatürk’ün ömrü belki tamamlanmış halini görmeye yetmemiştir ancak kurduğu Cumhuriyet’in evlatları O’nu unutmamıştır.

Atatürk’ün boyu kaynaklarda değişkenlik gösterse de 1,70 olarak bilinmektedir.

Bugün Çanakkale Boğazı’ndan geçen her geminin selamlamak zorunda olduğu Çanakkale Abidesi’nin uzunluğu işte bu yüzden 41,70’dir.

Ulu Önder Atatürk bizi izlemeye devam etmektedir.

105.yıl dönümünde İkinci Anafartalar Zaferimiz, 60.yıl dönümünde Çanakkale Şehitler Abidemiz kutlu olsun.

Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kahraman atalarımızın mekanları Cennet olsun





Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin.

Delivered by FeedBurner

http://facebook.com/adnycl.blog          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mekke Allah'ın evi

Atatürk'ün az bilinen nadir fotografları

Haftanın Günlerinin Kelime Anlamları

Asıl adı Adela'ydı

Hüseyin Baradan ve eşi Hayriye Baradan

Şarap şişeleri neden 750 ml ?

Atatürk'ü Anlatan En İyi Kitaplar

Muhtar Çakmağı Hikayesi

Küçük bir kızın hikayesi

Putin’in Hikayesi