Atatürk - Şeker Fabrikası
Yıl 1923...
ATATÜRK'ü bekleyen çoktu. Hayati Bey hepsini atlatıp gelen yaşlı köylüyü içeri soktu.
Gazi köylüyü ayakta karşıladı. Oturttu;
•
“Buyur Nuri Efendi.”
“Teşekkür ederim Gazi Paşam.
Ben Uşak’ın Kalfa köyündenim. Babamdan helva ile haşhaş yağı imalathanesi kaldı. Askerliğimi İstanbul’da yaptım. Gözümü, kulağımı açtım, İstanbul’da çok şey öğrendim.
•
Avrupa’dan mektup zarfı içinde pancar tohumu getirttim. Bu tohumları köyümdeki toprağıma ektim. Pancarları rendeleyip kaynattım. Pekmez yaptım. Şeker elde ettim. Onunla köpük helvası imal ettim. Pancardan şeker yapabileceğimize inandım.
•
Mehmet Hacim Bey’in önderliğinde elli bir kişi birleştik Terakki-yi Ziraat Türk Anonim Şirketi diye bir şirket kurduk. 600 bin lira sermayemiz var.
•
Paşam! Bize el ver. Şeker fabrikamızı kuralım. Köylü ister pancar yetiştirir, ister fabrikada çalışır. Uşak şenlenir. El verir misin?"
•
”Cumhurbaşkanı yerinden fırladı, Nuri Efendi’yi sevgiyle, saygıyla kucakladı: “Hepiniz var olun!
•
Türkiye’yi bu azim, bu istek, bu şevk kurtaracak. Ben seni şimdi bir yaverle Başbakan’a yollayacağım. O da seni belki bir iki bakanla konuşturur. Hepsine bana anlattıklarını iyice anlat. Bir sorun olursa aldırma, bana gel. Kapım her zaman sana açık olacak.”
•
Nuri Efendi’yi yanaklarından öptü.
Bu heybeli köylü Türkiye’nin ilk şeker fabrikası kurucularından ünlü Nuri Şeker olacaktı.
•
Kaynak: Erhan Aktaş, Atatürk ve Uşak, İstanbul 1981 Syf: 106–108
Yorumlar
Yorum Gönder