Kayıtlar

Ağustos, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

30 Ağustos ve Atatürk

Resim
  30 Ağustos ve Atatürk   Nutuk'ta 30 Ağustos zaferi sadece altı satırda anlatılır. Sadece altı satır... Özgüven azaldıkça şatafat ve şaşaa çoğalır 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner               

28 Ağustos 1922 - Büyük Taarruz’un üçüncü günü

Resim
  Büyük Taarruz’un üçüncü günü. Kocatepe’de portatif bir tahta masaya serilmiş harita başında Mustafa Kemal, Fevzi ve İsmet paşalar ile Garp Cephesi Kurmay Başkanı Albay Asım (Gündüz) Bey, durumu görüşüyorlar. Cephe yarılmıştı ve Sakallı Nurettin Paşa komutasındaki 1. Ordu batıya doğru çekilen Yunan kuvvetlerini hızla takip ediyordu. Yakup Şevki Paşa Komutasındaki 2. Ordunun karşısındaki Yunan cephesinin Afyonkarahisar kesimi boş kalmıştı. Buradaki Yunan kuvvetlerini geri püskürtmek için 2.Ordu’nun biraz ilerlemesi yetecekti. Durumun Yakup Şevki Paşa’ya telefonla bildirilmesi kararlaştırıldı. Albay Asım Bey arayıp durumu anlattı. Yakup Şevki Paşa itiraz etti: “Benim cephemden çekilen yok. Yunanlılar yerlerinde duruyorlar. Harekete geçemem.” dedi. Güneyinde geçilemez denilen Afyonkarahisar müstahkem mevkiinin 1-2 günde yıkılabileceğine inanmadığı için durumu kabullenemiyordu. Ordusunun Kurmay Başkanı Albay Hüseyin Hüsnü (Erkilet) Bey’e döndü: “Güya Yunanlılar Afyonkarahisar’dan çekiliyo

Enver Paşa ve Naciye Sultan

Resim
  1909 yılının sonunda Naciye Sultan 12 yaşında Enver Paşa ise 28. Kendisinin askeri kimliğinin yanında bir de siyasi kimliğe ihtiyaç duyuyor ve Naciye Sultan ile evlenmeye böyle karar veriyor. Çünkü Naciye Sultan padişahın kardeşinin kızı. Tam 6 sene nişanlı kalıyorlar, Enver Paşa nişanlısının resmini 2. yılın sonunda Edirne’yi almasına hediye olarak alıyor. Enver Paşa’nın, o gün yazdığı bir mektupta “Sizi gördüğüm zaman ne hisse kapılacağımı tahmin dahi edemiyorum” diyor ve ekliyor: “Resminizi ne yaptığımı biliyor musunuz? Büyük yazı masamın ön gözüne koydum. Günde bilmem kaç defa açarak, kalbim çarparak seyrediyor, sonra öpüp kilitliyorum. Fakat en meşgul zamanlarımda bile fasılaların on dakikadan fazla olmadığını söylersem gülmezsiniz değil mi ruhum?” Mektuplardan anlaşılabileceği gibi kendisi çılgın bir aşık, 400'den fazla mektup yazıyor, en büyük korkusu ile eşinin onu aldatması. Mektuplarında gece kabus gördüğünü ve onu aldattığını gördüğünü anlatıyor. Beni aldatma diyor. Ni

Redingotlu Devrimci

Resim
  Erzurum kongresi 23 Temmuz 1919, Erzurum Kongresi'nde kimi delegeler, Kongre’ye sanki bozgunculuk yapmak için gelmişti. Bunlar hemen her öneriye, bilir bilmez karşı çıkıyor, sürekli gerilim yaratıyorlardı.  Trabzon, Sürmene, Giresun ve Tirebolu’dan gelen delegeler Prens Sebahattinciydiler. Kongre’ye verdikleri 22 maddelik bir raporda;  “Türk ırkının yaratılış olarak en kolay kabul edeceği uygarlık Anglo-Sakson uygarlığıdır. Doğu Anadolu’da, bu uygarlığı temsil eden milletlerin yol göstericiliği kabul edilmelidir”  deniyordu…   Delegelerin bir bölümü, gerçek amaçlarını açığa vurmadan ve genellikle dedikodu biçiminde onunla uğraşıyordu. Ordudan ayrılmış olmasına karşın hala neden paşa elbisesiyle dolaştığı günün konusu olmuştu. Hakkını yitirdiği için artık giymemesi gerektiği paşalık üniformasını, delegeler üzerinde bir baskı aracı olarak kullandığı söyleniyordu. Oysa, paşa üniforması giymesi, bir zorunluluğun sonucudur. Çünkü, sivil giysisi yoktur. Dedikoduların artması üzerine, g

Kemalimiz geldi!

Resim
Başkomutan 7 Eylül'de Eşme'den Alaşehir-Salihli yönüne hareket etmiştir. Alaşehir'de barınmak için Yunanlılar bir ev bile bırakmayıp kasabayı yakıp viraneye çevirdiklerinden her nasılsa ayakta kalmış taş ılıcada başkomutan ve yanındakiler için karargâh kurulmuştur. Aynı gün Salihli'de Hindistan Müslümanları tarafından gönderilen yardım parasından 100 bin lirayı düşman zulmünden zarar gören köylülere harcanmak üzere yetkililere teslim etmiştir. Ve yola devam ettiler. Nif'e (şimdi ki Kemalpaşa) vardıklarında Salih Bozok, Ruşen Eşref Ünaydın'a, "Sen asıl dün Armutlu Köyü'nde görmeliydin!.. Armutlu'dan geçiyorduk. Ahali köyün önüne yığılmıştı. Otomobil radyatörünün suyunu temizlemek için bir müddet durduk. Ahali etrafımızı sardı; gözlüğünü takmış paşa, önüne bakıyordu. İlkin onu kimse tanımamıştı, fakat kalabalığın en ilerisinde durmuş bir ihtiyar bir elindeki resme baktı, bir de otomobilin içinde siyah gözlüğünün altında duran yüze baktı. İkisini birbi

Keman-î Haydar Telhüner

Resim
  1911 yılında Erzurum'da doğmuştur.  Erzurum'un yetiştirdiği bestekar ve saz sanatçılarından birisidir. Erzurum ismini taş plaklara kadar taşımıştır. 8 yaşlarında, kendisinde gelişen müzik zevkini tef ve davul çalarak ilerletmeye başlamıştır. İlk önce Erzurum çalgısı olarak bilinen   "mey"   ile çalmağa başlamıştır. Zaman geçtikçe, plaklardan duyduğu şarkılarla birlikte çalınan keman ve uda merak salmış, edindiği keman ile kendi kendine çalışıp ilerletmiştir. Gittikçe müziğe karşı ilgisi artan Haydar Telhüner, o zamanki Erzurum lisesi müdürü Murat Uraz'ın yardımıyla, okulda müzik derslerine devam etmiş, bu sayede notasını ilerletmiştir. Bir zaman Erzurum öğretmen okulu'na devam etmiş, ancak musikiye olan ilgisi yüzünden, okulu terk etmiş, müzik sahasında ilerlemiştir. ilk eserini 1930 yılında yaptığı beste ile vermiştir. Soldukça günün matemi altında çiçekler. “hüsnüne güvenme ey ruy-i mahım”  ,  “vurma avcı vurma kalbim yaralı”,  “sen seher yelisin esersin s

Uyan Sunam Hikayesi

Resim
Uyan Sunam uyan derin uykudan! Suna Fahri Kayahan'ın eşidir, Fahri çok severmiş Suna'sını. Sık sık sevdiğini dile getirmiş Fahri. Bıkmadan usanmadan severmiş. O zamanlar da o devirler de öyle kolay değilmiş seni seviyorum demek! Bir kere ayıp karşılanırmış, aldırış etmemiş Fahri sevmiş dile getirmiş. Bu denli sevgiden ötürü sadakatli ve bağlıymış. Hamam keyfi vardı eskiden kadınların her hafta düzenli yapılırmış. Tüm mahalle kadınları yine bir hafta toplanıp hamama gitmişler bir ben varmış Suna'nın sırtında. Suna'nın yakın arkadaşı Neriman görmüş Suna'nın benini. Neriman akşam eşiyle sohbet arasında kaçırır Suna'nın sırtında ki beni. Aradan zaman geçer… Fahri Kayhan bir gün evlerinin yakınında bulunan kahvede Mustafa Bey ile karşılaşır… Aralarındaki sohbet tartışmaya dönüşür ve olay arbedeye gidecekken Fahri Kayhan hiddetle cevap verir Mustafa Bey'e: “Bir daha karşıma çıkma, seni elaleme rezil ederim.” Bunun karşısında Fahri Kayhan'ı yaralamak için Must