Kayıtlar

Ermeni yetimi Ruhi Su

Resim
 Ruhi Su Yıl 1912 Van’da doğdu.. Adı Mehmet’ti.. Mehmet Ruhi Su.. Küçük yaşta annesi ve babasını kaybetmişti.. Onları hiç tanımadı.. Neden kaybettiğini hiç bilmedi.. Kimsesiz kalmıştı.. Çünkü ne bir yakını vardı, ne akrabası.. Ne amcası, ne dayısı.. “Hangi taşı kaldırsam anam babam.. Hangi dala uzansam Hısım akrabam.. Ne güzel bir dünya bu İyi ki geldim” derdi. Neden kimsesizdi?. Neden tek bir yakını yoktu?.. Yıllar sonra Yalçın Küçük Ruhi Su’nun Ermeni yetim olabileceğini yazdı.. Bunun üzerine oğlu İlgin Ruhi Su, “Babamın 1912’de Van’da doğması, öksüzler yurdundan gelmesi, bugüne kadar hiçbir akrabasının çıkmaması düşünüldüğünde Ermeni olma ihtimali hayli yüksek” demişti.. Kendisi de cevabını bilmediği bu soruyu “Birinci Dünya Savaşı’nın ortada bıraktığı çocuklardan biriyim” diye yanıtlardı.. Ruhi Su’yu Adana’da çocuğu olmayan yoksul bir aileye verdiler.. 1915 Ermeni tehcirinde ailesini kaybetmiş yüzlerce “devşirme” çocuk gibi.. Bunlar amcan ve yengen dediler.. Onları öyle bildi.. Ada

Anıtkabir Değişen Projesi

Resim
Anıtkabir özgün projesi böyleydi; Rahmetli Mustafa Niyazi Dinçsoy'un Turgutlu'nun Dramı adlı kitabında bu  proje ile ilgili aynen şunlar yazıyor: ''1950'de iktidara gelen ve hiç vakit kaybetmeden Atatürk'ün ilke ve devrimlerini sulandırıp geriye götürmeye başlayan Demokrat Parti, yaklaşan 1954 seçimleri öncesinde Anıtkabir'in inşaatını bir kısmını hızla kaldırmak pahasına hızla bitirdi. Bunda, Atatürk'e ve devrimlerine bağlı olanlardan da puan ve oy kazanmak isteği hakimdi. Bu amaçla aşırı (!) yapım giderleri bahane edilerek mimari kütlenin otuz beş metre olarak düşünülmüş ve onaylanmış yüksekliği yapının en görkemli bölümü hoyratça iptal edildi ve şimdiki yaklaşık yirmi metre düzeyine indirildi. Buna karşı, başta CHP ile bütün basın ve değişik çevreler, bu akıl almaz davranışa şiddetle karşı çıktılar. Fakat özellikle dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile Başbakan Menderes bu kararlarında direndiler. Proje aynen uygulanabilseydi, bize koskoca bir yurt ba

Dunning-Kruger Sendromu

Resim
  Televizyon izlerken birilerine bakıp da  "Ya bu adam bu sığlıkla nasıl buralara kadar gelebilmiş" diye düşündüğünüz oldu mu hiç?   Ya da işyerinizde bazı görevdeki bazıları, sizde büyük bir şaşkınlık uyandırdı mı? Onlara bakıp da "Bu cahillik, kendini bilmezlik nasıl fark edilmez?" diye iç geçirdiniz mi? Justin Kruger ve David Dunning adlı iki ABD'li bu hissi çok yaşamış olacak ki, bu iki psikiyatri uzmanı, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya atmış: "Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır." ve bunun üzerine bir araştırma başlatılmış. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmış: · Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler. · Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedirler. · Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler. · Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliks

Dev pehlivan Filiz Nurullah

Resim
Dev pehlivan Filiz Nurullah Japon rakibine karşı Filiz Nurullah, asıl adı Ali Nurullah Hasan,  Türk güreşçisi 2,18 metre boyu ve 175 kilo ağırlığı nedeniyle  Filiz lakabıyla anılıyordu.  1870-1912. Wikipedi ansiklopedisi, bu ünlü pehlivanın tam adını "Ali Nurullah Hasan" olarak veriyor. 2.18 m.lik boyu ve 145 okka (175 Kg.) ağırlığı ile hakikaten dev bir cüsseye sahip olan bu pehlivan, 1870 yılında, şimdi Bulgaristan topraklarında kalmış bulunan Karaali-Şumnu'da doğmuş. Türkiye'de nam yaptıktan sonra Paris, ABD ve Londra'yı da dolaşıp burada çeşitli karşılaşmalar yapan pehlivan, 1911 yılında güreşi bırakıp İstanbul'a dönmüş ve 1912 yılında, daha henüz 42 yaşındayken hayata veda etmiştir. Allah rahmet eylesin ve amin!.. Bugün burada, bu amansız pehlivana dair anlatacağımız şu küçük anektod, diyebiliriz ki, sadece bir anıdan ibaret olmayıp, bilenler için aynı zamanda hisse çıkarılacak bir kıssa mahiyetindedir de... Öyle ise, şimdi gelelim hikayemize: Filiz Nurul

Atatürk Ermeni Soykırımı iddaları

Resim
  Ermeni soykırımı iddialarını Atatürk nasıl yanıtlamıştı? 26 Şubat 1921’de Amerikalı Gazeteci Clanence K. Streit, Kurtuluş Savaşı'nın önderini merak edip, tüm dostlarının ikâzlarına rağmen Amerika'dan Ankara'ya gelir. Yüce Atatürk, İstiklâl mücadelemizdeki haklılığımızı tüm dünyaya duyurmak için Amerikalı gazetecinin bu ziyaretine çok önem verir. Amerikalı gazetecinin tüm merak ettiği soruları cevapladıktan sonra konu Ermeni tehcirine gelir. Büyük Önder bundan 94 yıl önce der ki: "Düşmanca ithamda bulunanların sürdükleri büyük mübalağalar dışında Ermenilerin tehciri meselesi aslında şuna inhisar etmektedir: Rus Ordusu 1915’de bize karşı büyük taarruzunu başlattığı bir sırada o zaman Çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti. Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında çekilmeye mecbur kaldığımız için kendimizi daima iki ateş arasında kalmış gibi görüyorduk. İkmal ve yaralı konvoylarımız ac

Atatürkün Emeviler ve Muaviye hakkında Söyledikleri

Resim
Efendiler ! Gerçek alimler ile, dine eziyet eden alimlerin birbirlerine karıştırılması Emeviler zamanında başlamıştır.. Peygamberimizin dünyadan göçmesinden sonra onun ışığıyla selamet bulan ve doğru yola giden, gerçek pâklık kalpten hürmet ve yüce bir saygı vardı.. Vaktaki Muaviye ile Hazreti Ali karşı karşıya geldiler, Sıffin savaşı'nda Muaviye'nin askerleri Kur'an'ı Kerim'i mızraklarına diktiler ve Hazreti Ali'nin ordusunda bu suretle tereddüt ve zayıflık meydana getirdiler. İşte o zaman dine ikiyüzlülük ve islamlar arasına ayrılık girdi... Ve o zaman hak olan Kur'an haksızlığa kabule vasıta yapıldı. En zorbalıkla hakimlik taslayanlardan olan Muaviye nasıl bir hile neticesinde Halife sıfatı takındığınıda biliyorsunuz..! Ondan sonra bütün halkı kendine köle ettiren hükümdarlar hep dini alet edindiler. (Bu güne iyi bakın) Aşırı hırslarını, keyfi idarelerini kabul ettirmek için kıymet ve irtibarlarını artırmak için hep sahte din alimlerine baş vurmuşlardır.

Almanya’da - SU KÖPRÜSÜ

Resim
Almanya’da ' SU KÖPRÜSÜ ' Gördükten sonra bile, inanması zor bir mühendislik! 6 yıllık emek, 918 metre uzunluk.  İşte mühendislik denilebilecek bir proje! Eski Doğu ve Batı Almanya’yı birbirine bağlayan  ve Elbe Nehri üzerinden geçen kanal köprüsü, Bu köprü, Berlin’in yanında, Magdeburg şehrinde bulunuyor. Suyun köprü ile karşıya geçmesi muhteşem.   Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner