Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ölüm Her Şeyi Eşit Kılar

Resim
Hatay müzesindeki bir lahitten alıntı; Duvarda yazan sözler MS 65 yılında vefat eden "Seneca" isimli bir düşünüre ait. Para iIe satın alınan sadakat, daha fazIa para iIe de satılır. Başlayan her şey biter. Büyük bir servet, büyük bir köleliktir. ÖIüm, bazen ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir Iütuftur. Yeryüzünde gün ışığına layık olmayan nice insanlar vardır ama, güneş her gün yeniden doğar. Hayatı komedi sananlar, son espriyi iyi düşünsünIer! Yaşıyorsak, haIa umut var demektir. Aza sahip oIan değiI, çok isteyen fakirdir. Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır, yaşamın anlamını kaybetmek. Unutmazsan senin, affetmezsen onun canı acıyacaktır. Unutma, affetmek ve unutmak sadece iyi insanların intikamıdır. Ey hayat, senin bu kadar önemIi tutuIman ölüm sayesindedir. Unutma ki, birlikte olduğun insanın geçmişini kurcalamak, onunIa kurmayı düşündüğün geleceği yok etmekten başka bir şeye yaramaz. İnsanları tanımak için onları sınamaktan korkmayın; çünkü kaybedilmesi ger

Duydum ki Unutmuşsun

Resim
  Türk sanat müziğinin başucu eseri, fasılların olmazsa olmazı şarkımızın hikayesi; 1972 yılında Turgut Yarkent'e bir arkadaşı sevdiği kız için bir şiir yazmasını rica eder. Turgut Yarkent; "Peki nasıldır bu kız, gözleri ne renk mesela?” diye sorar. Arkadaşı “Unuttum” der. Birkaç gün sonra kapısına gelen arkadaşı “şiiri yazıp yazmadığını” sorar . “Peki! Kızın göz veya saç rengini hatırladın mı?” sorusuna yine yanıt vermeyince: “Yakında hazırlarım merak etme” der. Turgut Yarkent ne yazacağını düşünür ve sonunda kızın ağzından arkadaşına hitap edercesine şiiri yazar. Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini. Yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara. Bir zamanlar sevginle ateşlenen başımı. Dizlerinin yerine dayasaydım taşlara. Hani bendim yedi renk, hani tende can idim. Hani gündüz hayalin geceler rüyan idim. Demek ki senin için aşk değil yalan idim. Acırım heder olan o güzelim yıllara. Turgut YARKENT’in yazdığı şiir Muhayyerkürdî makamında Selahattin Altınbaş tarafından bestel

Sultan Süleyman

Resim
Sultan Süleyman oğlu Mustafa'yı öldürttünce çok üzülür, haksızlık yaptığını anlar,   cenaze namazını kendisi kıldırmak istese de ağlamaktan namazı kıldıramaz.   Bunun üstüne Rüstem Paşa   "Hünkarım bu kadar üzülmeyin, kendinizi helak ettiniz" diye teselli etmeye çalışır.   Sultan Süleyman Rüstem paşaya dönerek   " Konuş Rüstem konuş, ne devlet senin, ne evlat senin" Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner               

Yaşlı bir Münzeviye Sorarlar

Resim
 Bir gün yaşlı bir Münzeviye sorarlar: (Münzevi: Arapça kökenli bir kelime olup,  insanlardan kaçan yalnız yaşamayı tercih eden insan anlamındadır.) “Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?” Münzevi cevap verir: -“ Yapacak çok işim var".  İki şahin eğitmem gerekiyor.  Ve iki kartal.  İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek.  Eşeği  motive etmek ve aslanı evcilleştirmek.” **”Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz!”  “Neredeler?” -“Onlar içimizde yaşayan hayvanlar.” “İki Şahin" gördükleri  her şeye saldırıyor.  İyi-kötü, faydalı-zararlı onlara ayırt etmeyi öğretmeliyim.  Çünkü onlar benim GÖZLERİM.” “ İki kartal" dokundukları her şeyi mahvediyor, yaralıyor, parçalıyor.  Onlara hizmet etmeyi ve zarar vermeden yardım etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim ELLERİM.” “Tavşanlar her zaman kaçar, korkar ve saklanır.  Onları sakinleştirip, zor durumlarla başa çıkmayı öğretmeliyim, beladan kaçmayı değil. Çünkü onlar benim AYAKLARIM.” “ En zor kısmı yılanı izlemek.  Sıkı bi

Savaştan Sonra 30 Yıl Daha Savaşan Japon Askeri

Resim
HİROO ONADA Onoda, başlangıçta üç askerle (Er Yūichi Akatsu, Onbaşı Shōichi Shimada ve kıdemli Onbaşı Kinshichi Kozuka) dağlarda yaşadılar. Kaldığı süre boyunca Onoda ve arkadaşları gerilla aktiviteleri gerçekleştirdiler ve polisle çeşitli çatışmalarda bulundular. Japonya'nın teslim olduğunu ilk kez bildiren bir broşür gördükleri Ekim 1945'te; adalıların geride bıraktığı bir broşür bulmuşlardır: "Savaş 15 Ağustos'ta sona erdi! Dağlardan inin". Ancak broşürü güvenmediler. Broşürün Müttefik propagandası olduğu sonucuna vardılar, ve eğer savaş gerçekten bitmiş olsaydı, görevden çıkarılamayacaklarına da inanıyorlardı. 1945'in sonlarına doğru, on dördüncü Bölge Ordusu General Tomoyuki Yamashita'dan teslim emriyle ilgili broşürler hava yoluyla atıldı. Bir yılı aşkın bir süredir saklanıyorlardı ve bu broşür savaşın sona erdiğine dair tek kanıttı. Onoda'nın grubu, orijinal olup olmadığını belirlemek için broşürü yakından incelediler ve gerçek olmadığına karar

Babası Danıştay’ın (Şura-yı Devlet) kurucularından Mehmet Bey’dir.

Resim
Babası Danıştay’ın (Şura-yı Devlet) kurucularından Mehmet Bey’dir.   1922’de davet gelir Ankara’dan. Atatürk çağırmıştır Mehmet Bey’i.   ‘Aileni de al gel’ İstanbul’dan Ankara’ya gider aile. 1923’te doğar Özdemir. 1930’da babası Mehmet Bey vefat edince   Atatürk devreye girer. İsmet Paşa’ya ‘Özdemir’i bir okula yerleştir,  okusun büyük adam olsun’ der. İşte Özdemir Atatürk’ün isteğiyle mektebe başlar  ve zaman içinde büyük bir adam olur. Günü gelir evlenir Sabahat Hanımla.  Hatta bir kızı da olur Seda adında… Ve bir gün, Seda’nın ilkokula başladığı ilk gün… Öğretmen ‘Aranızda şiir bilen var mı?’ diye sorar.  Hemencecik el kaldırır Seda. Babasının bir şiirini okur.   Seni bulmaktan önce aramak isterim. Seni sevmekten önce anlamak isterim. Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, Sana hep, hep yeniden başlamak isterim. Öğretmen “Sen nereden biliyorsun bunu,  kim ezberletti?” deyince  Seda “Babamın şiiri” diye yanıt verir. Öğretmen şaşırır. Ertesi gün Seda’nın babasını okula davet edip  ‘Si

Çanakkale Zaferi’nin 106. yılında

Resim
Vatanımız için can veren aziz şehitlerimizi ve savaşın tüm gizli kahramanlarını saygıyla anıyoruz...   Yedi cihana yeter yazdığın destan Gök kubbe ay yıldız sana verir selam Çanakkale'yi düşmana yaptınya mezar Türk milleti aynı destanı yine yazar. Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner