Kayıtlar

Sultan Bayezid - Pembe İncili Kaftan

Resim
Sultan Bayezid,  ata binmekten, silah kullanmaktan hoşlanmadığı için, daha çok sakin bir hayatı tercih ederdi. Vezirleri ise onun huzuru için ellerinden geleni yapmalarına rağmen yine de başarılı olamıyorlardı. Çünkü Şah İsmail, Anadolu topraklarının bir kısmında saltanat kurmuştu. Geçtiği yerleri kan, ateş, zulüm içinde bırakıyordu. Sultan Bayezid bu duruma seyirci kalamadı ve divanı toplattı. Bu zalim şaha bir elçi göndermeye karar verdiler. Ama böyle cesur, mert, kendisine ve temsil ettiği devletine karşı hakaret ve saldırılara göğüs gerecek bir elçi bulunabilir miydi? Ömer Seyfettin - Pembe İncili Kaftan Seslendiren : Rüştü - Asyalı  Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner               

NURİ KİLLİGİL

Resim
 NURİ KİLLİGİL Nuri Killigil (veya Nuri Paşa) (1889, İstanbul - 2 Mart 1949, İstanbul), Osmanlı Ordusu komutanı ve cumhuriyet döneminde tüccâr, yatırımcı ve sanâyici. Bakü Muharebesi'nde gösterdiği başarılar nedeniyle "Bakü Fatihi" olarak anılır. Enver Paşa'nın kardeşi olan Nuri Killigil, I. Dünya Savaşı'nın sonlarında Azerbaycan'a hakim olan Rus ve Ermeni birliklerinin Mart Olayları adı ile anılan Müslüman katliamları yapmaları üzerine, Kafkas İslam Ordusu adında Osmanlı, Azeri ve Dağıstan askerlerinden oluşan bir ordu ile Azerbaycan'ı işgalden kurtarma harekâtı başlattı. Bu ordunun önünü kesmek ve Azerbaycan'ı kontrol eden Rus ve Ermeni birliklerine yardım etmek için İngilizler Bakü'ye küçük bir kuvvet yollamışlardı. Fakat Nuri Paşa'nın komutasındaki Kafkas İslam Ordusu'nun Azerbaycan genelinde büyük destek bulup güçlenmesi üzerine Bakü Muharebesi'nde yenilip buradan çekildiler. 15 Eylül 1918'de Bakü'nün kurtarılmasından sonra

ÇOK BİLİNEN FOTOĞRAFIN AZ BİLİNENLERİ

Resim
  Bir liderin halkının dertlerini samimi bir şekilde, nasıl dikkatle dinlediğini bizlere gösteren bu fotoğraf, 21 Kasım 1930 tarihinde Atatürk'ün fotoğrafçısı Cemal Işıksel tarafından Tokat'ta çekilmiştir.  Alanında uzman isimlerden oluşan bir danışman kadrosuyla 11 Kasım 1930'da Ankara'dan yola çıkan Atatürk,  Kayseri'den Trabzon'a uzanan bir yurt gezisine çıkar. Gezinin asıl amacı halkın şikayetlerini bizzat kendisinden dinlemektir. Özellikle Serbest Fırka denemesi idareden memnun olmayanların sayısının artmakta olduğunu gösterince Atatürk de beraberindeki heyetle incelemelerde bulunur. İşte bu gezi sırasında Tokat halkı Atatürk'e ellerinde çok fazla miktarda tütün kaldığını bunların devlet tarafından alınmasını, tarlaları istila eden fareler konusunda bir şeyler yapılmasını ve devlete olan borçlarının ertelenmesi istediklerini anlatırlar.  Talepleri dinleyen Atatürk, dönemin Başvekili İsmet İnönü'ye derhal bir telgraf çekerek durumu bildirir.  Bahse k

“HAYATI ROMAN” BİR ADAM: ABAZA MEHMET PAŞA

Resim
 I. Ahmet zamanında Anadolu’da yaşanan Celali İsyanı’nın ileri gelen simalarından Canbolat oğlu Ali Bey’in Mehmet isminde gayet sevgili bir Abaza kölesi vardı. Bir an bile yanından ayırmadığı bu çocuğu kendisine hazinedar yapmıştı. Sadrazam Kuyucu Murat Paşa, Canbolat oğlu ile yaptığı çok kanlı bir muharebede Celalileri bozguna uğratmış, koca Oruç Ovası yaralı ve ölülerle kaplanmıştı... Paşa bunları ölü-yaralı diye ayırmakla uğraşmaktansa kocaman kuyular kazdırıp tamamını gömdü. Zaten “Kuyucu” lakabı da bu olaydan gelmedir...  Takip kuvvetlerinin getirdiği esirlerin de sorguya çekilmeden kuyuların ağzında diz çökertilip boyunları vuruluyordu. Canbolat oğlunun hazinedarı Abaza Mehmet de yakalanmıştı, henüz 15-16 yaşlarında ve melekler kadar güzel bir gençti. Boynu vurulmak üzere çökertilmişken Mehmet’i yeniçeri ağası Halil Ağa gördü, acıdı, ölümden kurtararak yanına aldı, manevi evlat edindi. Abaza Mehmet, Halil Ağa’nın himayesinde devlet hizmetine girdi. Babalığı sadrazam olunca o da

Okursan öğrenirsin

Resim
EĞER;  TIP okursan karşına insan DNAsının şempanze ile %98 aynı olduğu çıkar...  BİYOLOJİ okursan karşına evrim çıkar...  FİZİK okursan karşına BİG BANG çıkar...  KİMYA okursan karşına elementlerin kaynaşmasıyla İLK CANLILARIN nasıl oluştuğu çıkar...  TARİH okursan karşına dinlerin nasıl ortaya çıktığı çıkar... JEOLOJİ okursan karşına dünyanın 4,5 milyar yıl yaşında olduğu çıkar...  ARKEOLOJİ okursan karşına tüm Ortadoğu dinlerinin temelini oluşturan SÜMER kültürü çıkar...  PALEONTOLOJİ okursan karşına dinozorlar çıkar. Din kitapları yazmaz bunu...  EMBRİYOLOJİ okursan karşına insanın balık atasından kalma solungaçları ve kuyruk çıkar...   Ama hiçbir şey okumazsan sana ne söylenirse ona inanırsın. Hep başkasının sana sunduğu hayatı yaşarsın, başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın, seni herkes kandırır. Ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile...   12 adaları 1912’de verdik..... Nerde mi? Lozan şehrinin Ouchy semtinde.   Şu Lozan’da adaları verdik deyip oku emrinden u

Mekke Allah'ın evi

Resim
 Mekke Allah'ın evi değildir.Allah kişi değildir ki evi olsun. O ev Hz. İbrahim'in Hacer ile ondan doğan İsmail için yaptığı evdir.  Hiçbir kutsallığı yoktur. Peki! Hacer kimdir? (Kuranda ismi geçen Mısırlı kadındır. Çocuğu olmayan Sare tarafından İbrahim'e sunulduğunda henüz genç yaştaydı; İsmail'i doğurdu. İslam kaynaklarına göre, Mısır firavunlarından Senan bin Ulvan'ın İbrahim'in karısı Sare'ye hediye ettiği bir köledir. İbrahim, çocuğu olmayan Sare'nin izniyle Hacer'le evlenir. Peki! İbrahim kimdir? Urfalı bir Aramidir.  Hz. Muhammed'den 2500 yıl önce yaşamış Yahudilerin atası, İsrail'in kök kurucusudur. O dönemde İslamiyet yok ki Müslüman olsun. Put perestti. Peki! Herkesin ona tapmasını istediği putunun adı neydi? Ellah(Allah). Peki! Erkeklerde sünneti çıkaran kimdi? İbrahim. Peki! Sünnet olmayan kişi kimdi? İbrahim? (Abraham) Peki! Sünnet ne anlama gelir? Ben de İbrahim'in putuna inanıyorum demektir. Peki! Biz kimiz? Türk. (Neden

Mihri Müşfik Hanım: Sıra dışı bir kadın

Resim
Mihri Müşfik Hanım;     Cesur, tutku dolu, sanatıyla örnek ve sıra dışı bir kadın, yaşam… Türkiye’de çağdaş resim çalışmalarını ilk başlatan kadın ressam . Bohem ressam yaşamının bizdeki ilk örneği diyebiliriz Mihri Müşfik için. Mihri Müşfik (Mihri Rasim), AskeriTıbbiye’nin ünlü hocalarından Çerkez Mehmet Rasim Paşa’nın kızıdır. Annesi ise Kafkasya göçmeni bir aileden gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde dünyaya gelen, aslında şanslı çocuklardan biridir. Avrupai bir eğitim gören Mihri Hanım edebiyat, musiki ve resimle birden ilgilenir. Resim ilgisi daha ağır basınca ailesi kızlarına ikinci Abdülhamit’in himayesindeki saray ressamı Zonaro’dan Beşiktaş’taki atölyesinde resim dersleri aldırmaya başlarlar. Mihri Müşfik böylece, çağdaş resim hakkında belli bir donanım kazanır ve Türkiye’de çağdaş resim çalışmalarını başlatan ilk kadın ressam unvanını alır. Müziğe de ilgi duyan Mihri Müşfik, Avrupa’dan İstanbul’a gelen müzisyenleri, özellikle operaları ilgiyle izlerdi. Hatta