Kayıtlar

Neil Armstrong ve bir kızılderili

Resim
  Armstrong ve bir kızılderili “Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens” kitabında anlatılan bir hikayeye göre Neil Armstrong ve   Buz Aldrin, Ay’a gitmeden önce pek çok kızılderilinin bulunduğu ıssız bir çölde eğitim gördü.   Bir çok kızılderili kabilesi bulunan bu yerde astronotların hikayesi ise şöyle başlar: Eğitim devam ederken Armstrong ve Aldrin bir kızılderiliyle karşılaşır ve adam,  onlara burada ne yaptıklarını sorar. Astronotlar ise yakın zamanda Ay’a gideceklerini, çölde seyahate dair bir araştırma yapıldığını söylerler.   Yaşlı adam duydukları karşısında kısa süreli bir sessizlikten sonra kendisi için bir iyilik yapılmasını ister. Astronotlar adama ne istediğini sorar, adam ise:  “Kabilemdeki insanlar Ay’da kutsal ruhların yaşadığına inanır.   Onlara halkımdan önemli bir mesaj iletmenizi isteyecektim.”  yanıtını verir.  Astronotlar mesajı sorar, ancak kızılderili   kendi dilinde bir şeyler söyler  ve bunları ezberletene kadar tekrar ettirir. Söylediği cümlenin anlamı yerine  “Bunu

Çatal Bıçak Dili ve Edebiyatı

Resim
  Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner               

MORRIS ŞİNASI NİN HİKAYESİ

Resim
Yıl 1855, Manisa'da Sefarad Yahudilerinden fakir bir ailenin bir oğlu olur, ismini Morris koyarlar.. Morris, 9 yaşında kuşpalazı hastalığına yakalanınca ölümle burun buruna gelir. Şinasi isimli bir doktorun tedavisi neticesinde iyileşince, ailesi ona Şinasi ismini de verirler.. Bu bir vefa borcudur.Bu vefa anlayışı Morris'in ruhuna da işleyecektir.. Derken Morris 15 yaşına gelince fakir olan ailesine yardım etmek için  Yahudi mezarlığında bekçi olarak işe girer.. Okuma yazması olmadığından işten atılır.. Sebebi ise, dışardan bir Yahudi ailesi gelir ve mezarlıktaki yakınlarının mezarını görmek isterler.. Fakat mezarın yerini bilmiyorlar, Morris ise okuma bilmediğinden mezarın yerini gösteremez.. Bu aile durumu bölgenin Yahudilerine bildirerek Morris'i işten attırırlar.. İş arayan Şinasi 1870 yılında henüz 15 yaşlarında  yine bir Yahudi olan  Garofolo isimli bir tütün tüccarının yanında işe girer.. Kısa zaman da patronunun gözüne giren Morris,  gösterdiği başarıdan dolayı pat

Alec Issigonis vs Mini Copper

Resim
  Alec Issigonis Aslında her şey,  1906 İzmir doğumlu bir vatandaşımız olan Alec Issigonis'in başının altından çıkıyor.   Hayatının 16 yılını İzmir'de geçirdikten sonra tahsil için Londra'ya giden  ve mühendislik eğitimi alan Issigonis, sadece İngiltere'de değil,   bütün dünyada satış rekorları kıracak olan arabalarının mimarı olacağını bilmiyordu elbette. İşin ilginç tarafı, Issigonis, pek çok İzmirli gibi matematik dersinden de pek hoşlanmıyordu.   Bu nedenle, Londra Politeknik Üniversitesi'nde tam üç kez matematik dersinden sınıfta kalmasında şaşırtıcı bir taraf yoktu.   Şaşırtıcı olan,  ‘‘Matematik yaratıcı beyinlerin tek gerçek düşmanıdır’’  diyen bir insanın, dünyanın en matematiksel aracının tasarımına imza atmasıydı. Bunun için de önce okuldan mezun olmasını,  arkasından da Morris motor Company'de çalışmaya başlamasını beklemek gerekecektir.   Issigonis'in ilk tasarımı, sonraki 'mini'lerin büyükbabası sayılabilecek olan  ‘‘Morris Minor’’dür.

Kanuni Sultan Süleyman'ın Portresi

Resim
1 555 yılında İstanbul'a gelen Danimarkalı ressam Melchior Lorichs bu seyahatinde dönemin padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın da bir portresini yaptı. 15 Şubat 1559'da çizdiği bu portrede Sultan 65 yaşındaydı ve vefatından 7 yıl önce çizilmişti (Sultanın vefatı 1566). Bir ayrıntı daha; Büyük bir aşkla sevdiği eşi Hürrem Sultan'ın vefatının üzerinden de henüz on ay geçmişti. Padişahı görmüş birisi olarak çizilen bu portre, Sultan Süleyman'ın en gerçekçi resimlerinden biridir.   Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner               

Emir Timurun Cevabı

Resim
  Türk köylerini yakıp yıkan Ermeni çetelerine karşı Emir Timur'un cevabı: Ankara savaşından önce Timur Türk köylerini yakıp yıkan Ermeni çetelerini yakalayıp, huzuruna getirdi. Ermeni çetecilerine; Öldürmek iyi midir, diye sordu. Korkudan cevap veremediler.Timur devam etti. İyi olmasa öldürmezdiniz. Bebedeki çocukları kıtır kıtır kesmezdiniz. Yapmaktan hoşlandığınız bir işin size de yapılması uygun değil midir? Kendinize iğneyi batırmadan başkasına çuvaldızı saplamamalıydınız. Mademki halt ettiniz, şimdi siz de çuvaldızın nasıl can yaktığını öğreneceksiniz. Timur emrini verdi. Teröristler onar kişilik gruplara ayrıldılar. Hepsinin başları iple bacakları arasına sıkıştırılmıştı. Gruplar çukurlara dolduruldu. Çukurlar dolunca üzerlerine tahta örtüldü. Tahtalar da toprakla kapatıldı. Timur, Türk’e zulmedenin sonunun bu olduğunu söyledikten sonra, tarihe yazılan şu sözleri söyledi: Bir gün tarihçiler bu yaptıklarımı biçimsiz kelimelerle yazacaklar ve beni ayıplayacaklardır. Fakat onla

Devrimci Çocuklara Yardım

Resim
  12 Eylül öncesi, devrimci çocuklara yardım ve yatakcılıkdan, Hatice Nineyi göz altına alıp hakimin karşısına çıkarmışlar... Hakim Hatca Nine’ye; “Sen bu gençlere ekmek verirmişsin, eve alıp yemek verirmişsin öyle mi..?!” demiş.. Hatce Nine, “Hakim bey gül yüzlü çocuklardı, kapıma gelirlerse onlara yemek ekmek verirdim.. Sonram ben kapıma gelene, sofra açmadan salmam ki..!” demiş. “Peki Hatce Ana, sen bu gençler İLLEGAL demedin mi..?!” Hatçe Nine, “Yok Hakim Bey ben onlara “İllâ galın demedim” demiş... Hakim, “Yemin eden mi bunların İLLEGAL olduğunu bilmediğine..?!” diye sormuş.. Hatca Nine, “Şah Hüseyinin başı için, ben bunlara İLLA GALIN demedim” demiş... Hakim, “Böyle yemin mi olur? Başka yemin et..!”demiş... Hatca Nine, “Gara coğ beni taş kessin ki, dediğim doğrudur..!” demiş... Hakim, “Olmadı başka yemin et..!” demiş... Hatce Nine, “Aha Hüseyin Abdalın niyazı olsun ..!”demiş... Hakim, “O da kim..? Böyle yemin mi olur..!” deyince, Hatce Nine muhtara dönmüş, “Ula muhtar bu H

Yakov Cugaşvili - Stalin'in öz oğlu

Resim
  2. Dünya savaşı sırasında nazilere esir düşen teğmen Yakov Cugaşvili. Kendisi Stalin'in öz oğlu olduğu için Naziler, onu propaganda amacıyla kullanmak istedi. Babası aleyhine konuşması halinde canı bağışlanacak ve ömrünün sonuna kadar hayatı garanti altına alınacaktı. Yakov tekliflerinin hepsini reddetti ve Naziler son çare olarak onu, Stalingrad Savaşı'yla esir düşen mareşal Friedrich Paulus ile takas etmek istedi. Stalin'in bu teklife cevabı; "Yakov benim milyonlarca oğlumdan yalnızca birisi bir teğmene karşılık bir mareşali takas etmeyeceğiz" olunca öz oğlu Naziler tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Kendi evlatlarını kollayıp memleket evlatlarını cepheye sürenlerin hikayesine benzemiyor değil mi? Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner               

Kahraman Kızak Köpeği Balto

Resim
  Alaska’nın kuzeyinde, dondurucu soğuğun tam merkezinde bulunan Nome adlı küçük bir liman kasabasında ölümcül Difteri hastalığı ortaya çıktı. Difteri hastalığı nedeniyle özellikle çocukların içinde bulunduğu bir çok insan ölüm riskiyle başbaşa kaldı. 1925 yılında gerçekleşen bu olayda, öncelikle Nome kasabasından 1085 km mesafedeki Nenana bölgesine, oradan da Anchorage kasabasına gidilerek hastalığı önleyecek serumların alınması gerekiyordu. Fakat bir ocak ayında gerçekleşen bu felaket nedeniyle hava koşulları büyük bir engel yaratıyordu. Hastalanan insanların ölmemesi için kasabada gönüllü bir ekip oluşturuldu ve bu ekibin içerisinde de kahraman kızak köpeği Balto bulunuyordu. 1925 senesi Ocak ayında, Alaska’nın kuzeyinde “Nome” denen küçük liman kasabasında ölümcül bir hastalık baş gösterdi. Adı difteri.  Difteri, halk arasında “kuşpalazı” olarak da bilinen, “corynebacterium diphteriae” isimli mikroorganizmanın boğaz, burun,göz ve deride bulunan yaralara yerleşmesiyle ortaya çıkan v