Kayıtlar

Atatürk Döneminde

Resim
İktidarda, Almanya'da Hitler,  İtalya'da Mussolini,  Rusya'da Stalin vardı.  Hitler asker değildi,  Mussolini askerlikten kaçmak için ülkesini terk etmiş,  uzun süre Lozan'da bulunduktan sonra er olarak askerlik yapmıştı.  Stalin ise başçavuştu.  O dönemde büyük zaferler kazanmış gerçek asker sadece Mustafa Kemal idi.  Asker olmayan diktatörlerin hepsi askeri üniforma kullanırken,  Mustafa Kemal mareşal üniformasını çıkarıp parlamenter sisteme hayat kazandırdı.  Bu, Atatürk ile döneminin diğer liderleri arasındaki en büyük farkı gösterir.  Atatürk cepheden gelip sivil bir rejimi, bir demokrasiyi kuruyor.  Savaşmaktan çok diplomasiye önem veriyor.  Bu onun ne müthiş bir devlet adamı olduğunu gösteriyor.." Ecevit'in Anıları... Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner               

Bir fotogrfın hikayesi - Einstein

Resim
  Albert Einstein’ın kameralara dil çıkardığı fotoğrafı bilirsiniz.   Peki Einstein neden fotoğrafçılara dil çıkarmıştı? İşte bilim adamının en ünlü fotoğrafının hikayesi: Fotoğraf, 14 Mart 1951'de Einstein'ın 72. yaş gününde,  UPI fotoğrafçısı Arthurr Sasse tarafından çekilmişti.   Einstein'in, bir organizasyon dönüşü sırasında,  peşini bırakmayan fotoğrafçılar tarafından sürekli kameraya gülümsenmesi isteniyordu.   O gün defalarca kameralara gülümsemek zorunda kaldıktan sonra  "Bu kadarı yeter" diye gazetecilere bağırdı;   ancak onları vazgeçiremediğini anlayınca bu sefer dilini çıkardı...  İşin ilginç yanı, bu fotoğrafın orijinalinden kesilmiş olmasıdır. Aslında burda Einstein, eşi ve Dr Frank Aydelotte ile birlikte  bir arabanın arka koltuğunda oturmaktadır.   Fakat ünlü bilimadamının bu fotoğrafı çok sevdiği ve sadece yüzünün olduğu bölümü kesip çoğalttıktan sonra arkadaşlarına kart attığı söylenmektedir. Ayrıca 19 Haziran 2009'da orijinal fotoğraf bir aç

Atatürk’ün Arabaları

Resim
1930’lu yıllarda, Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk de makamı için dönemin önemli markalarını tercih etmiştir. Bugün Anıtkabir’de sergilenen biri Cadillac, diğer ikisi Lincoln marka olan ve döneminin en prestijli otomobillerinden olan üç araç, Cumhuriyet tarihine tanıklık etmenin gurur ile ziyaretçilerini karşılamaktadır. Atatürk’ün makam aracı olarak kullandığı bir diğer otomobil ise yine Lincoln marka olan 6,8 litrelik 150hp gücündeki lüks segmenteki araçtır. Bugün Anıtkabir’de Barış Kulesi’nde cabriolet Lincoln ile birlikte sergilenen otomobil, zamanında sadece 12 adet üretilmiş bir serinin üyesidir. 12 silindirli, devasa gövdeli, fayton tasarımlı, siyah Lincoln’ün en önemli özelliği ise otomobil tarihindeki ilk zırhlı araçlardan biri olmasıdır. Otomobil endüstrisinin doğum yeri olan Amerika’nın en önemli lüks otomobil markalarından olan Cadillac ve Lincoln’ün 1900’lerin ilk yarısında başlayan ve otomobil endüstrisine yön veren gelişiminin Tür

Öksüz Çocuklar

Resim
  Öksüz Çocuklar ''1944 senesinde Çumra tren istasyonunda iki yoksul, üstü başı yırtık köy çocuğu beklemektedir. Yanlarına bir adam gelir ve çocuklara nereye gittiklerini sorar. On yaşındaki Kemal “Konya’ya! Valiyle görüşmeye!” der. Adam alaycı bir şekilde güler “Sizi valiyle görüştürmezler be evladım, paranıza yazık, boşa gitmeyin!” diye karşılık verir. Kemal adamı dinlemez. Altı yaşındaki kardeşi Mehmet’in elinden tutarak istasyona yanaşan trene biner. Bir süre sonra kuşetli vagonda tam karşılarına takım elbiseli bir adam oturur. Çocuklara gülümser ve nereye gittiklerini sorar. Kemal, bu adamın da kendileriyle gülüp dalga geçeceğini düşünür. Konuşmak istemez. Adam ısrarla “Anneniz babanız yok mu evladım, trene bir başınıza binmişsiniz” deyince Kemal kızgın bir ifadeyle; “Amca! Anamız babamız öldü. Biz köy çocuğuyuz ve eğitim alırsak o zaman ‘adam’ olabiliriz. Bu yüzden Konya valisine bizi okut diye yalvarmaya gidiyoruz!” Takım elbiseli adam ‘anladım’ dercesine başını sallar v

Yaşar Kemal - İnce Memed

Resim
Yaşar Kemal; ”İnce Memed’i yazdığımda Cumhuriyet’te çalışıyordum ve hemen hemen hiç param yoktu,  öyle ki Serencebey’de oturduğum ev sobalıydı, ama odun alamıyordum.  1953’te muazzam bir kış olmuştu, hatırlarsınız Boğaz’ı buzlar kaplamıştı. Odunum olmadığı için birkaç ceketi üst üste giyip eldivenlerle yazdım İnce Memed’i. Hayat dergisine gittim, Iraz’ın öyküsünü götürdüm; okudular, sonra da elli lira verdiler. Bu parayla bir aylık odun aldım. Daha sonra 11. tefrikada Kemal Film benden İnce Memed’in film hakkını beş bin liraya satın aldı. O zaman için çok paraydı. Kurtuluş’ta kaloriferli bir apartman dairesi kiraladım. Ama Kemal Film’in senaryosu sansürden geçmedi. 1964’e kadar sansür engeli sürdü. Daha sonra 20th Century Fox istedi filmi 1964’te ve 8000 sterlin verdi, ancak gene sansüre takıldı. Filmi çekmesi için bana beş yönetmen ismi verdiler, Elia Kazan ve Akira Kurosava da bunların içindeydi. Ben Joseph Losey’i seçtim, bazı filmlerini görmüştüm çünkü. Türkiye’den hep engel çıkıyo

Dede Korkut - Deli Dumrul

Resim
Oğuz’da Duha Koca Oğlu Deli Dumrul derlerdi, bir yiğit vardı. Susuz bir derenin üzerine bir köprü yaptırmıştı. Geçenden otuz akçe, geçmeyenden döve döve kırk akçe alırdı. Bunu neden böyle yapardı? Şunun için ki: “Benden deli, benden kuvvetli er var mı ki, karşıma çıksın da benimle cenge tutuşsun; benim ünüm, şanım, yiğitliğim, bütün Rum diyarını, Şam’ı tutsun; dost düşman, herkes bilip duysun,” derdi. Seslendiren : Cüneyt Türel Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner               

Şarap Mitolojide Tanrıların İçkisi

Resim
Şarap Mitolojide "tanrıların içkisi" olarak kabul edilen şarap, "kutsal içki" olarak anılır. Şarabın ilk ortaya çıkışıyla ilgili çeşitli efsaneler de bilinir. Anadolu'da en yaygın efsane ise şöyle: Nuh peygamber Agrı Dağı'nın eteklerinde dolaşırken, çok neşeli bir keçi görür. Keçinin neşesinin kaynağını merak edip, onu takip eder ve iri taneli bir meyve yediğini görür, bu meyveyi çok beğenen Hz Nuh, üzüm suyunun tiryakisi olur. onun keyfini fark eden şeytan, onu kıskanarak yakıcı nefesiyle asmaları kurutur.Hz Nuh bu duruma üzülüp kederlenince, şeytan [ne içindir bilinmez] asmayı kurtarabilmesi için yedi tane hayvanın kanıyla burayı sulaması gerektiğini söyler. Hz. Nuh da onun dediği gibi "aslan, kaplan, ayı, köpek, horoz, tilki ve saksağan"dan oluşan 7 hayvanın kanıyla asmayı sular ve asma yeniden canlanır. işte bu yüzden o günden beri üzümün suyundan ya da bu meyveden üretilen içkiyi içenler;  ya aslan gibi cesur,  ya kaplan gibi yırtıcı,  ya ayı