Kayıtlar

Mart, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nazım Hikmet - Orhan Kemal (Mehmet Raşit Öğütçü)

Resim
  Bursa cezaevinde kalıyorlardı... Bir öğle vakti Orhan Kemal ve iki arkadaşı Nazım’ı yemeğe davet ettiler... Yemek maltızda ( Demir ayaklı küçük soba ) pişirilmiş sucuklu yumurtaydı... Yemeği yediler karınlarını doyurdular... Nazım sordu; -”Siz bu yumurtaları ve sucuğu nereden alıyorsunuz?..” -”Hapishanenin bakkalından...” -”Kaç para veriyorsunuz ben de masrafa katılacağım... Bundan sonra size ortak olacağım... Borcumu aybaşında ödeyeceğim...” Orhan ve arkadaşları Nazım’ın bu sıcak girişiminden çok mutlu oldular... Nazım yine sordu; -”Siz nerede kalıyorsunuz?..” -”Aynı koğuşta...” -”Bana ayrı yer ayırmışlar... Yalnızlığı hiç sevmem... İdareden izin alıp ben de sizin koğuşunuza geçeceğim...” Türk şiirinin efsane ismi Nazım Hikmet’le, Türk öykü ve romanının usta ismi Orhan Kemal arasındaki dostluk böyle başladı... Orhan Kemal o yıllarda kendini “şair” sayıyor ve devrimci şiirler yazıyordu... Hapishane arkadaşları günün birinde Nazım’a Orhan’ın şiirlerinden söz ettiler... Nazım; -”Okuyun

Nesimi Çimen

Resim
Anadolu'nun bağrından kopar kahramanımız , yolu Paris'e düşer . Bi başına. Karnı aç. Elleri cebinde dolaşırken, bakar ki, sokak çalgıcıları var,   müzik yapıyorlar, para topluyorlar. Çöker bi köşeye, başlar cura'sını (saz ın küçüğü ) tıngırdatmaya,   yanık yanık söylemeye başlar: "Aç kulaklarını dinle sözümü, yalan söz gerçeğe tuzak değil, insan hakkını hak bilen kişi, özünde nur doğar yalan ateşi, kamili taşlamak cahilin işi, cahilden kötülük hiç uzak değil..." * Tesadüfen ordan geçerken, durup, dinleyenler arasında Abidin Dino da vardır. Çağdaş Türk resminin öncülerinden, ressam, karikatürist, yazar, yönetmen... Entelektüel çevrede büyüyen, Robert Kolej mezunu, bizzat Mustafa Kemal tarafından resim ve sinema eğitimi için Rusya'ya gönderilen... ABD'de Fransa'da sergiler açan, Fransa Plastik Sanatlar Birliği Onursal Başkanı olan, Fransa Kültür Bakanlığı'ndan Altın Şövalye Nişanı alan,  New York Dünya Sanat Sergisi Danışmanlığı yapan... Siyasi görüş

Putin’in Hikayesi

Resim
Dünyanın kaderini belkide bir çift ayakkabı değiştirdi.  İkinci Dünya Savaşı’ydı. Savaş bölgesinden memleketi olan Leningrad (St. Petersburg) izne gelmiş bir asker, evinin bulunduğu caddeye doğru giderken Alman bombardımanı sonucu ölenleri taşıyan bir kamyonla karşılaştı. Ölüler “toplu gömülmek” üzere mezarlığa götürülüyordu. Cesetlerin arasında askerin dikkatini çeken bir şey vardı; bir ayakkabı… Eşine aldığı ayakkabıya benziyordu.   Eve gidip gitmeme konusunda tereddüt geçirdikten sonra, görevliye, “ayakkabıyı giyen ölüyü görmek istediğini” söyledi. Görevli izin verdi. Asker kamyona çıktı, cesede baktı… Karısıydı… Görevliye “cesedin kendi karısı olduğunu onu alıp kendisinin gömmek istediğini” söyledi.   Görevlinin yardımıyla ceset indirildi.   Asker karısının zor da olsa nefes aldığını gördü ve onu alıp hastaneye götürdü… Yapılan müdahaleler sonucu kadın kurtarıldı, iyileşti ve normal hayata döndü… İşte o kadın hamile kaldı ve 7 Ekim 1952’de Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Vladimiroviç

Atatürk - SINAV

Resim
SINAV Yıl 1933, günlerden 28 Haziran, yer ise "Ankara Atatürk Lisesi"... Tüm öğrenciler, okula gelecek heyet için hazırlanmış ve sabırsızlanmaktadır. Kapıya siyah bir Lincoln yanaşır. İçinden Salih Bozok, Reşit Galip ve Mustafa Kemal Atatürk iner. Öğrenciler coşkuyla alkışlamaya başlar, Atatürk ise gençleri selamlayarak okula girer. O gün okulun bitirme sınavları yapılacaktır. Son sınıf öğrencileri tek tek sınıfa alınır ve heyet karşısında sınava tabi tutulur. Atatürk de sınav komisyonunda yer almak ister ve oturur. Sınava ilk giren öğrenci olan "Orhan" ve "Oktay" heyetin ve Atatürk'ün sorularını yanıtlayıp mezun olmaya hak kazanırlar. Hemen sonra "Aydın" isminde bir öğrenci gelir ve 1 saat kadar içeride kalır. Dışarıdaki öğrenciler Aydın'ın bu kadar uzun süre içeride kalmasına anlam veremezler. Tarih, Coğrafya, Yurt Bilgisi, o kadar çok soru sorulur ki Aydın'a, onu bizzat Atatürk imtihan etmiştir. Sonunda yanındaki Reşit Galip'e