Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bugün, 26 Mart, “Ölmeme Günü” olduğunu biliyor muydunuz?

Resim
  Bugünün, 26 Mart, “Ölmeme Günü” olduğunu biliyor muydunuz? “Ölmeme Günü” de neymiş demeyin, edebiyatla ilgili kimselerin yakından bildiği,  Türk şiirinin belki de en önemli isimlerinin farkında olmadan icat ettikleri bir gün bu.  Tekrarlayalım, adındaki şiir’i de fark edeceksinizdir:  “Ölmeme Günü”. Gelelim hikayesine…  Başını Turgut Uyar ile Edip Cansever’in çektiği bir grup şair, bir gün “sevgilileri” ile birlikte Rumeli Hisarı’ndaki bir meyhanede oturmaktadırlar.  Her şey yolunda. Rakı güzel. Muhabbet güzel. Dünya güzel. Derken, masadaki hanımlardan biri hastalığından, vücudundaki bir iğneden bahseder; vücudunda dolaşan iğnenin kalbine saplanması korkusuyla yaşadığı endişeyi anlatır. “Ölüm” korkusuyla… Bir şişe rakı ister Turgut Uyar masaya, tüm şairlerin imzalaması için şişeyi, ardından bir geleneği başlatan o cümle gelir:  “Bu şişeyi al; gelecek sene bugüne kadar sakla,  26 Mart’ta burada yine buluşup birlikte içeceğiz bu rakıyı.” Buluşurlar da. Rakı güzel. Muhabbet güzel. Dünya

Asker Atatürk

Resim
"Atatürk döneminde Almanya'da Hitler,  İtalya'da Mussolini,  Rusya'da Stalin vardı.  Hitler asker değildi,   Mussolini askerlikten kaçmak için ülkesini terk etmiş,  uzun süre Lozan'da bulunduktan sonra er olarak askerlik yapmıştı.   Stalin ise başçavuştu.  O dönemde büyük zaferler kazanmış gerçek asker  sadece Mustafa Kemal idi.   Asker olmayan diktatörlerin hepsi askeri üniforma kullanırken,  Mustafa Kemal mareşal üniformasını çıkarıp parlamenter sisteme hayat kazandırdı.   Bu Atatürk ile döneminin diğer liderleri arasındaki en büyük farkı gösterir.  Atatürk cepheden gelip sivil bir rejimi, bir demokrasiyi kuruyor. Savaşmaktan çok diplomasiye önem veriyor.  Bu onun ne müthiş bir devlet adamı olduğunu gösteriyor.. (MEHMET ÇETİNGÜLEÇ, "Ecevit'in Anıları") Hikayelerden haberdar olmak için e-mail adresinizi girin. Delivered by FeedBurner